İşyerinde bir arkadaşımla öğlen yemeği yerken “That Sugar” isimli bir belgeselden bahsetti. Şekerin zararları ve bünyemize etkisini konu eden bu belgeseli izlemiş ve şekeri bırakmış.(genel olarak zaten sağlıklı beslenmeye özen gösteren biriydi)
Şekerin zararları uzun süredir tartışılıyor. Merak ettim ve belki benim de şekeri bırakma çabama katkı sağlar diye düşünerek Pazar günüme bu belgesel ile başladım.(Youtube’da Türkçe altyazılı versiyonu var, linki bırakıyorum)
That Sugar Belgeseli
Filmde evli ve sevgilisi hamile bir genç adam var. Günlük olarak egzersiz yapan, uzun süredir sağlıklı beslenen, rafine şeker tüketmeyen biri…
Beslenme uzmanı, doktor, psikolog gibi bir grup insan ile bir araya gelerek 60 günlük şekerli beslenme programına geçiş yapıyor. Ve şekerin zararları; vücudunda yaratacağı fizyolojik, psikolojik etkileri gözlemliyor. Dolayısıyla şekerin zararları için tersine bir araştırma söz konusu.
Öncesinde kişiye bir takım tahliller yapılıyor. Karaciğeri sağlıklı, kan değerleri iyi, kilosu iyi…
Şekerli beslenme programında günlük olarak 40 kesme şeker miktarında şeker tüketmesi gerekli. Bir bardak ice tea’de yaklaşık 9 kesme şeker bulunuyor. İşlenmiş salça, yoğurt, ekmek, meyve vs. her şeyde şeker olduğunu düşünürsek beslenmesine özen göstermeyen birinin günlük 40 kesme şeker tüketmesi zaten çok kolay.(ben bunu hergün yapıyorum)
İşin daha ilginç tarafı deneğimiz benden farklı olarak bu 60 gün şunlara dikkat ediyor;
- Hergün egzersiz programına devam ediyor.
- Çikolata, gazlı içecekler, şekerlemeler gibi ürünleri tüketmiyor. Yani şekeri nispeten sağlıklı(meyve suları, meyveli yoğurlar vs.) gibi ürünlerden alıyor.
- Günlük olarak tükettiği kalori şekersiz beslendiği dönemden daha fazla değil. Hatta çoğu zaman daha az kalori tüketiyor.

Şekerin Zararları Nelerdir?
Belgeselin tespitine göre marketlerden şekerli ürünleri çıkarttığımızda, raflar %80 oranında boşalıyor.
- Şekerin zararları arasında bağımlılık yaratması önemli bir faktör. Ne kadar çok şekerli yersen kokain gibi, sigara gibi o kadar çok şeker istiyorsun. Bu da tıpkı bende olduğu gibi bağımlılık yaratıyor.
- Elmayı meyve olarak tüketirken, 1 elma lif ve posası sayesinde yeterli tatlı ihtiyacımızı karşılıyor. Ve kimse 4-5 elmayı ardarda yemiyor. Ama belgeselde deneğimiz aynı elmaları meyve suyu sıkacağına attığında 4-5 elma ile bir bardak elma suyu çıkıyor. Böylelikle elmanın yararlı lif ve posası olmadan sadece şekerini bir çırpıda vücudumuza katabiliyoruz. Bu da normalde yemeyeceğimiz elmadan sağlanan gereksiz şeker. Dolayısıyla tükettiğimiz meyve suları, soğuk çayların her ne kadar asitsiz olsalar da zararları ortada.
- Bir süre sonra deneğin ruh hali dengesizleşiyor. Kendisini daha bitkin hissediyor. Şekerli şeyler tükettikten sonra da manik mutluluk halleri olabiliyor. Egzersiz yapmaya üşeniyor.
- Kilo almak da şekerin zararları arasında yer alıyor. Denek ilk 12 günün sonunda daha fazla kalori tüketmemesine rağmen 3 buçuk kilo alıyor.
- Bir süre sonra karaciğeri yağlanıyor. Enzimlerinde sorunlar oluşuyor. 60 günün sonunda 12 kilo alıyor. Karaciğeri sebebiyle cildinde kızarıklıklar oluşuyor. Uzun vadede şekerin diyabet, kanser, alzheimer ve kalp hastalığı gibi tehlikelere yol açtığı da araştırmalar arasında…
- Belgeselde şekerin tüm Dünya’da ne kadar korkunç bir endüstri olduğundan da bahsediliyor. (milyar dolarlar kazanılıyor) Dolayısıyla şeker tüketiminin önüne geçebilmek için bilinçlendirme sağlanmıyor. Kimsenin sağlığı paradan daha değerli değil maalesef.
- Uzmanlar hayatımız boyunca şekerli ürünler tükettiğimiz için ne kaybettiğimizin farkında olmadığımızı belirtiyor. Manik depresif bir hayat yaşıyoruz, mutsuz olduğumuzda ya da enerjimiz düştüğünde çikolata gibi uyaranlara ihtiyaç duyuyoruz. Gelecek nesilleri daha da teklikeli bir beslenme standardı bekliyor.
- Belgeselde 60 gün tamamlandığında denek eski yaşam biçimine dönüyor. İlk iki hafta zorlanıyor ve beyin şekerli şeyler yemesi için tetikliyor. Fakat daha sonra her şey düzene giriyor.
Bu bilinçlenmeyle şekeri sıfırlayabilir miyim bilmiyorum; ama 21 gün rafine şekersiz bir hayatı denemeye çalışacağım. Başarılı olur da bir farklılık gözlemlersem yazarım.
Hitch(Aşk Doktoru) diye bir romantik komedi filmi izledim. Will Smith oynuyor, çerezlik kafa dağıtmalık keyifli bir film. 1 yıllık, 21 günlük hedeflerden ziyade her güne “sadece bugün şeker yemeyeceğim” gibi günlük hedefle başla ve bu dediğini hergün tekrarla.(filmde önerilen bir stil) Denemekten zarar gelmez.
Şekeri Bırakmak
İnsanlar neden tatlı ve yağlı yiyeceklere saldırırlar? Şekeri bırakmak bünyemizde ne gibi etkiler yaratır?
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabını okudum. İnsanlık tarihiyle ilgili bir araştırma ve bilgim olmadığı için dizi izler gibi okunuyor. İlk sorunun cevabı ise kitapta şu şekilde yazılmış; şekerin zararla
“30 bin yıl önce yaşayan sıradan bir avcı toplayıcının tek bir tatlı yiyeceğe erişimi vardı; olgunlaşmış meyve. Bir Taş Devri kadınının incirlerle dolu bir ağaç gördüğünde yapacağı en akıllıca şey, bunlardan olabildiğince fazla yemekti, ta ki o yöredeki bir babun grubu ağacı ele geçirinceye kadar. Yüksek kalorili yiyeceklerle tıkınmak bu yüzden genlerimize kazınmıştır. Bugün çok katlı apartmanlarımızda ağzına kadar dolu buzdolaplarıyla yaşayabiliriz; ama DNA’mız hala savanda yaşadığımızı zannediyor.”
Doğruluğu tartışılır; ama ilgi çekici bir teori.
Gandi’den Şekerin Zararları İçin Bir Hikaye
Gandi ile ilgili bir rivayet var, aklımda kaldığı kadarıyla anlatacağım;
Annenin biri küçük çocuğunu yanına alır, uzun bir yol arşınlayıp Gandi’nin aşramına varır. Gandi’ye çocuğunun çok fazla şeker yediğini bırakması için yardımcı olmasını söyler.
Gandi de “şimdi gidin bir hafta sonra gelin” der.
Kadın içten içe sinir olur. Onca yol gitmiş, gandhi en ufak bir ipucu vermemiştir.
Bir hafta sonra geri gelir. Gandi çocuğu kenara çeker ve…
(işte hikayenin bu noktasında Gandi’nin söyleyeceği şeyi ben çok merak ederim. şekeri bırakmama fayda sağlayacak bir feyz almak isterim. Nihayetinde koskoca gandhi bu)
Ama Gandi ne der; “şeker yemeyi bırak zararlı ıdı bıdı”
Çocuk elinden geleni yapacağını söyler.
Anne de sinirlenir. “bunu bir hafta önce söyleseydin ne halt yemeye bizi yordun”un kibarcasını söyler.
Gandi durur mu? “Ben de şekeri seviyorum. Kendim şeker yerken bırakmasını öğütleyemezdim. ben de bir haftadır şekeri bıraktım” der.
Kısacası iş “görmek istediğin değişim ol” noktasına gelir.
İyi güzel de bu şekeri nasıl bırakacağız? o kısım flu. 🙂
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.
4 Replies to “Şekerin Zararları”