Colmar ve Strasbourg Gezisi

Güney Fransa: COTE D’AZUR yazısına Fransızca bir cümle ile başlamıştım. Geleneği sürdüreceğim; L’amour est comme le vent nous ne savons pas d’où il vient – Aşk rüzgar gibidir, nereden geleceğini bilemeyiz.

Dünya’daki hemen hemen her şehrin renkli sokakları, güzel köşeleri var; ama Colmar şekerden yapılmış bir şehir gibi, her ev masalsı, her köşesi renk cümbüşü. Fotoğraf çekmekten delirebileceğiniz bir yer. Ben yazımda Colmar, Riquewihr, Ribauville ve Strazburg(ya da Strasbourg)’dan bahsedeceğim.

Colmar  

Ulaşım: Biz Pegasus’tan uygun bir Basel bileti aldık. Basel’den ulaşım çok kolay. Havaalanı çıkışında otobüse binerek(11 numaralı) beş on dakika içerisinde St. Louis tren istasyonuna gidiyorsunuz. Trenle 30 dakika içerisinde Colmar’dasınız. İndiğiniz yerden merkeze yürümeniz de max. 25-30 dakika alacaktır.  Strasbourg’da kalmayı tercih ederseniz Basel’den Strazburg’a trenle ulaşım 1 saat sürer. Biz Colmar’a yakın köy/kasaba gezeceğimiz için Strasbourg’a günübirlik uğrayarak Colmar’da kalmaya karar verdik.

Hangi Mevsim Gidilir?

Colmar hareketsiz bir şehir. Soğukta giderseniz gündüzü de gecesi de ölü olur, ilkbahar ya da yaz mevsimi en uygun zaman.

Colmar’da Ne Yapılır?

Koştur koştur bir yere yetişeceğiniz bi şehir değil. Şehri gezdiren iki tren var Unterlinden Müzesi’nin yanından kalkıyor. Bu trenlerle genel hatlarıyla her yeri gezebilirsiniz. Tavsiyem yürümeniz.

Petit Venice zaten genel olarak gezeceğiniz alan. Muhteşem evler, kanallar ruhunuzu canlandırıyor.

St. Martin Katedrali göreceğiniz yapılardan. Semt Pazarı da açık yakalarsanız keyifle gezebileceğiniz bir yer. (Pazar, Pazartesi kapalıydı)

Maison des Tetes (Kafalar Evi) en meşhur yapılardan biri. Üzerinde 101 adet kafa heykeli mevcut.

New York’taki Özgürlük Heykeli’nin kopyası Colmar’da da bulunuyor. Yerlerde Özgürlük Heykeli yönlendirmeleri mevcut; ama aldanmayın heykel şehir merkezinde değil. Biz kasabalara giderken otobüsle tesadüfen görmüştük.

Normalde gezilerimde kanal turu vs. çok sevdiğim şeyler değil; ama Colmar’da minik kayıklarla yapılan turu es geçmeyin. Hem çok kısa sürüyor, hem de hakkını veriyor.

Konaklamayı Colmar’da yapacaksanız, akşam ışıl ışıl halini görmekte de fayfa var. Ama çoğu yer kapanıyor ve ölü bir şehir halini alıyor. 🙂

Colmar’da Ne Yenir, İçilir?

Bretzel bölgeye has simit.

Ama bu bölgeyi gezi noktası haline getiren şey simit değil. 🙂 Burası Alsace(Alsas) şarap yolu olarak geçiyor. Keşke araba kiralayıp tüm rotayı tamamlayabilseydik; ama gördüğüm kadarını anlatmakla yetineceğim. 🙂 Bölgede Sylvaner, Pinot Blanc, Riesling, Muscat, Pinot Gris, Gewürztraminer olmak üzere 6, Pinot Noir olmak üzere 1 adet kırmızı şarap var. Hepsini deneyin tabii; ama tatlı şarap çok sevdiğim için Gewürztraminer  beni benden aldı.

Midye seviyorsanız Colmar’da Leon de Bruxelles‘in şubesi mevcut. Fakat biraz uzak ve arabayla ulaşım gerekiyor.

Le Bistrot des Copains de gene midye vs. yiyebileceğiniz restaurantlardan.

Keyifli bir manzarayla şarap içmek için La Krutenau tercih edilebilecek yerlerden. Biz şarap ve herkesin içtiği turuncu bir şey içmiştik. İsmini şu an hatırlayamıyorum. Aynı zamanda bölgenin pizza, lahmacuna benzeyen meşhur flamını da(tarte flambee) tadabilirsiniz. Bence lezzetli ve bizim damak tadımıza uygun bir lezzet. Vejeteryanı, etlisi, mantarlısı, peynirlisi şusu busu pek çok çeşidi var.

Flam için La Cour des Anges de gene bir arkadaşımın önerdiği yerlerden.

Kahvaltınızı Poullaillon’da yapabilirsiniz. Biz burası dışında otelde yediğimiz için çok seçenek öneremeyeceğim.

Riquewihr ve Ribauville Köyü

Colmar’dan sürekli kalkan otobüslerle çok rahat ulaşabileceğiniz iki köy. Aslında bu köy/kasaba gezilerinde hep başımıza gelen bir şey var, ilki çok keyifli oluyor da ikinci köy hep diğerinin kopyası. 🙂 Biz ilkini gezdiğimizde ikinciye uğramakla uğramamak arasında tereddütte kaldık. Yağmur da başlamıştı. Sonuçta gelmişken gezdik; ama belirttiğim gibi kopyala yapıştır aynı yapıda yerler. 🙂 Bu kısmı size bırakıyorum.

Minik minik birbirinden renkli evlerin olduğu, üzüm bağları, kafeler, masal gibi sokakları gezeceksiniz.

Biz burada tek Michelin yıldızlı restaurantta soğan çorbası, kaz ciğeri, peynir tabağı yiyip şarap içmiştik. Fiyatlar ortalamaydı.

Aynı zamanda Ribeauville köyünde makaronları ile meşhur Patisserie Gilg’e de gitmenizi öneririm. Biz ekler ve makaronlar almıştık. Tatlı sevenler için lezzetli.

Strazburg

Basel’den geçerken öğrendiğimiz tren rotasıyla Straburg’a gittik. Şehrin her noktasından görülebilecek Notre Dame katedrali ilk hedef noktası. 142 metreymiş. İhtişamlı bir yapı.

Biz günübirlik gittiğimiz için ve fazla vaktimiz olmadığı için katedralin hemen yanından kalkan tren ile turlamıştık.

Place Kleber keyifle gezeceğiniz alanlardan.

Petit France, ahşap evler, kanallar, mağazalar, kafeler ile birlikte şehrin tadını çıkartacağınız yer.

Orangerie Parkı minik bir göl ve çevresindeki güzel mimari ile güzel noktalardan biri.

Ne Yenir?

Kahvaltıda biz gelen geçenin enerjisini de hissetmek için katedral çevresinde gözümüze hoş gelen yerlerden birinde yedik.

Flam için Flam’s ismindeki restaurantı seçebilirsiniz. Sınırsız flam için bir tutar var(12’ydi sanırım), dilediğiniz kadar yiyebiliyorsunuz. Gene katedral çevresinde de pek çok seçenek var.

Petit France’de manzaraya ve insan cümbüşüne karşı şarap yudumlamadan da olmaz.

Konaklama: Biz başta da belirttiğim gibi Colmar’da kaldık ve Ibis’i tercih ettik. Merkezde ve temiz bir otel. Yüksek beklentileriniz yoksa memnun kaldık diyebilirim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Keyifli geziler.

Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.