Amsterdam Gezi Rehberi

Genelde Avrupa şehirleri birbirine benziyor ve bir süre sonra turistik gezilerde hepsi aynı gibi hissediyorsunuz; ama Amsterdam bana biraz daha ilginç gelmişti.

Bazı şehirler mimari ve görsel olarak muhteşemdir; ama nüfusun azlığı vs. sebebiyle ölü şehir hissi verir. Amsterdam kanallarıyla, bisikletleriyle, şahane mimarisiyle rüya gibi bir görsele sahip; ama aynı zamanda çok renkli, hareketli, yaşayan bir şehir. Gündüz müzelerini, çevresindeki köy/kasabaları sakin sakin gezip, gece meşhur Red Light District’te eğlenebilirsiniz.

Gezi rotalarına geçmeden önce Amsterdam kanal turu esnasında not aldığım birkaç bilgiye yer vereceğim;

• Amsterdam’ın büyük bir kısmı deniz seviyesinin altında. Kanallarda 2500’den fazla bot ev(yüzen ev) var.
• 1 milyona yakın bisiklet olduğu söylenir. Amsterdam’da, Venedik’ten daha fazla kanal var.
• Amsterdam kanallarında yaklaşık 1700 köprü var.
• Şehirdeki evlerin çatı kısmında çengeller olabiliyor. Hayatımda ilk kez gördüm, eşyalarını bu çengel sistemi ile taşıyorlar. Birkaç gün konakladığınızda tanık olabiliyorsunuz. Biz olmuştuk.
• Amsterdam’da 600’den fazla üçgen çatılı ev var. Bunu son gün öğrenmeseydim sayabildiğim kadar sayardım, çok eğlenceli gelmişti. Bu üçgen çatılı evlerde hangi meslekteysen o mesleğe dair semboller çatılara ekleniyor. (kırmızı şapkalı ev, ayakkabılı ev gibi evler var.)
• Bölgenin tek doğal su kaynağı Amstel’de çökmeye hazır gibi duran evler bulunuyor.
• Amstel Hotel şehrin en meşhur ünlülerin vs. ağırlandığı otel.

Amsterdam Gezisi

Amsterdam’a 3 gün gibi kısa bir süre için gidiliyorsa, sırf “bir şehir daha gezdim” demek için Belçika’ya, Brugge’a vs. gidilmemeli bence. Amsterdam’ın çevresinde de Edam, Volendam, Zaanse Schans, Giethoorn gibi çok keyifli yerler var.

Amsterdam’da Ne Yapılır?

Şehirde ilk uğrayacağınız yerlerden biri Dam Meydanı.  Koninklijk Paleis, Ulusal Anıt, Madame Tussauds Müzesi De Bijenkorf ve Damrak Caddesi gibi önemli yapıları görebilirsiniz. Nieuwe Kerk kilisesini ya da Vondelpark da gene uğrak yerlerinden. Mantar yiyecekler genelde Voldelpark’ı tercih ediyor. 🙂

Biz bir günümüzü de kanal turu, Heineken Bira Müzesi ve Van Gogh Müzesine harcamıştık. Bu üçüne birden gidebileceğiniz paket bilet satışları var. Kanal turunu alırken satın almıştık. Kanal Turunun kulaklıkla Türkçe dil seçeneği var ve rehbersiz geziyorsanız şehre dair pek çok keyifli bilgi öğrenebiliyorsunuz.

Bira müzesi kulağıma çok saçma gelmişti ve beklentim çok düşüktü. Hayatımda en eğlendiğim müzedir sanırım. Adamlar yapmış, içerisi çocuk parkı gibi gidin görün. 🙂 Doya doya biralarınızı yudumlayın. Ama dikkat edin Van Gogh 17’de kapanıyor, müze saatini kaçırmayın. 🙂 Hayır kaçırdık ordan biliyorum. 🙂

Edam-Volendam-Zaanse Schans

Eğer sessiz sakin köylerde, kasabalarda huzur bulanlardansanız Edam-Volendam ve Zaanse Schans bir gün ayırarak kolayca gezebileceğiniz yerler.

Biz Amsterdam Central Station’dan kalkan otobüs ile Edam’a(316 numaralı otobüs), sonra da Edam’dan Volendam’a ve oradan da Zaanse Schans’a gitmiştik.

Yol keyifli, özellikle Edam’a yaklaştıkça lüks evlerin pencere önü dekorasyonları büyüleyici.

Edam’da peynir tadıp satın alabilirsiniz. Zaanse Schans meşhur değirmenleri görebileceğiniz yerlerden biri. Yanınızda şarap olursa banklara kurulup değirmen manzarasıyla şarap içebilirsiniz.

Amsterdam’da Ne Yenir?

Amsterdam’da çok fazla sokak lezzeti yok. Külahta patates, waffle yiyebileceğiniz şeylerden.

Ama kahvaltı için mutlaka The Pancake Bakery‘e gidin. Çeşit çeşit efsane krepleri var. Merkezde konaklıyorsanız yürüyerek ulaşırsınız.

Biz ikinci gün kahvaltıda La Pain Quotidien tercih etmiştik. Türkiye’de de olan Fransız kafelerinden biri. (merkezde)

Akşam yemeği için deniz ürünü seviyorsanız The Seafood Bar‘ı asla kaçırmamanız gerekiyor. Muhteşem deniz ürünleri var. Merkezde yer alıyor; ama bir gün önce rezervasyon yaptırmanız gerekebilir. İstiridyeler, ıstakozlar, karidesler ye babam ye…

Gene akşam yemeği için D’vıjff Vlieghen merkezde olan, ambiyansı şık, yemekleri lezzetli yerlerden biri.

Atıştırmalık için Dam Meydanı’nda bulunan Bavaria güzeldi. Patates, bira, bavyera holland isminde top top kroketlerden yemiştik.

Cau Coctails isimli  mekan da Dam Meydanı’nda bulunan Arjantin mutfağı yiyebileceğiniz vasat bir yer.

Volendam’da De Dijk cafe çok lezzetli bir kızarmış karides atıştırmalığı vardı. Keyifli mekanlardan biri.

Not: Peynir almadan dönmeyin. Red Light, canlı şov, mantar, ot hepsi size kalmış. Ama Amsterdam’da olan Amsterdam’da kalır.:) Ve tabii ki o saçma Amsterdam yazısında fotoğraf çektirin. Klişeler ölmez. 🙂

Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.