Akıllı telefon bağımlılığımız gün geçtikçe artıyor. Bunda sosyal medya uygulamalarının yeri büyük. Instagramı ya da Facebook’u açtıktan sonra amaçsız şekilde hipnoz olmuş gibi bir saat gezinen bireyler haline geldik. Üstelik 7’den 77’ye durumumuz bu.
Konuyu tetikleyen pek çok unsur vardır elbette; ama psychologytoday‘de okuduğum bir makale ilgimi çekti. Araştırmalar dopamini sosyal medya kullanımı ile ilişkilendiriyor.
Dopamin Nedir?
Dopamin, Arvid Carlsson tarafından 1958 yılında keşfedilen; düşünme, hareket etme, uyku, ruh hali, dikkat ve motivasyon dahil olmak üzere her türlü beyin fonksiyonu etkileyen bir nörötransmitter.
Yapılan araştırmalara göre dopaminin eksikliği de fazlalığı da sorun. Parkinson, şizofreni gibi pek çok problem dopamin ile ilişkilendiriliyor. Tüm bağımlılıklar da(kokain, kola, sex, sosyal medya) dopamine etki ediyor.
Sosyal Medya Uygulamalarının Dopamin Etkisi
Sosyal medya araçlarını kullanırken(facebook, instagram, twitter, oyunlar) dopamin döngüsü devreye giriyor.(dopamin loop olarak nitelendiriliyor) Sosyal medya kullanıyorsanız mutlaka şunu yaşamışsınızdır; bir paylaşıma tıklarsınız, sonra diğerine, ötekine, berikine… Paralize olmuş gibi davranırsınız. Böylece bilinçsiz şekilde ordan oraya tıklamaya devam edersiniz. Buradaki sorun bunun bir sonunun olmaması.
Fareler üzerinde dopamin ile ilgili deneyler yapılıyor ve fare dopamini arttırmak için uğraşırken açlıktan ölüyor. Uzun süre online oyun oynarken ölen çocuk haberlerini de okumuşsunuzdur…
Sosyal Medya Bildirimleri
Dopamin sistemi, sosyal medyadaki bildirimler ile de tetikleniyor. Eğer mutlu olacağınızı gösteren bir işaret/ipucu varsa dopamin sisteminize etki ediyor.
Örneğin instagramda bildirimleriniz 38’i gösterdiğinde bildirime tıklayıp like’ları görene kadar dopamin seviyeniz artıyor ve sonrasında azalıyor. Bu sebeple bildirimler insanlarda bağımlılık etkisi yaratabiliyor. Arttı azaldı, arttı azaldı, arttı azaldı derken dopamin dengemiz bozuluyor.
Uzmanlar bu otomatik hareketlerden ve koşullanmadan kurtulmak için döngüye girdiğinizi fark ettiğiniz an sosyal medya uygulamasından çıkmanızı, telefonu bir süreliğine kapatmanızı vs. öneriyor.
Dopaminin konuya etkisini bilmiyorum; fakat teknolijinin geldiği seviyeyle birlikte değişen alışkanlıklarımız bizi daha tatminsiz bireyler haline dönüştürdü. Sürekli nostalji, eskiye özlem halindeyiz. Garip ve yeni bağımlılıklar türedi. Spor salonlarında dahi minik ekranlar önünde koştuğumuzu düşünürsek gittikçe otomatikleşen, robotik hareketler sergileyen ve memnuniyetsiz bireyler haline geliyoruz.
Nasıl Değişebilir?
Bu konuya en iyi cevabı gene konunun uzmanları verecektir. Fakat kendi adıma doğa ile bağlarımı güçlendirdiğimde hayatı daha çok seviyorum.
Spor yapmak.
Ekip biçmek.
Başkalarına faydalı faaliyetlerde bulunmak.
Sosyal çevre ile birlikte gerçek bir iletişim sağlamak.
Günlük teknolojik kullanımları kısıtlamak.
Resim yapmak, yoga yapmak, meditasyon yapmak, piyano çalmak, kitap okumak, seyahat etmek, fotoğraf çekmek, sörf yapmak gibi keyif alınan hobilere yelken açmak.
Düzenli uyku da her derde deva şeylerden biri.
Aklıma gelen birkaç madde… Kısacası bizi kısır bir döngüye sokan ödüllerden ziyade, başlayıp biten şeylerden keyif almayı hatırlamamız gerekiyor. Dopamin seviyenizin dengede olduğu günler dilerim 🙂
Yazıyı hazırlarken faydalanılan kaynak: psychologytoday.com
Instagram: @yazarkarga
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.
cok guzel bir yazi olmus her kelimesine katiliyorum.
Yorum için teşekkürler:)