Kanser İle Yaşamak

Uzun zamandır Oprah’ın super soul conversations podcastlerini dinlememiştim.(normalde yürüyüş yaparken dinliyorum, demek ki uzun zamandır yürüyüş de yapmıyorum)

Çılgın ve Seksi Bir Hayatı Nasıl Yaşarız” konu başlığı ilgimi çektiği için bu podcasti dinledim. Konuşmacı Kris Carr uzun yıllardır kanser ile yaşayan, kanser olduğunu öğrendikten sonra yaşam biçimini değiştiren genç bir kadın.

Bir mayın tarlasında yaşadığımızı düşünüyorum. Kim kanser olsa şaşırırız ki? Çocuklar, gençler, yaşlılar, her birimizin çevresinde kanser ile cebelleşen bir sürü insan var. Bu sebeple konunun içeriği ilgimi çekti ve bloga da aktarmak istedim.

Podcastler ses kayıtlarından oluştuğu için herhangi bir altyazı yok. Gücüm yettiğince hoşuma giden kısımları çevirmeye çalışacağım. Hadi başlayalım;

***

“Çılgın ve seksi bir hayat ne demek? Eşsiz, farklı, güçlü bir hayat.

Yaşam size engeller ve fırsatlar verir. 2003’te kanser olduğumu öğrendiğimde 31 yaşındaydım. Başta çok ciddiye almadım; ama zamanla yürümem, nefes almam bile zorlaştı. Biopsiler ve testler sonucunda vücudumu saran pek çok tümör olduğu anlaşıldı.

Bazı tümörler ameliyatla alınamıyordu. Doktorum tümörün bazen yavaş ilerlediğini, bazen agresif ilerlediğini, bazen de yavaş başlayıp bilinmeyen bir anda agresifleştiğini anlattı. Kanserim için bir kür yoktu, ameliyatla da alınamıyordu ve meşgul olmam, kanseri izlemem ve kendime dikkat etmem gerekiyordu. Bunun nasıl yapılacağını bilmiyordum.

Kanserden önce aktris, fotoğrafçı ve çok yetenekli bir kokteyl garsonuydum.:) Kendine dikkat etmekten anladığım şey, “ne yaparsan yap yaşlı görünmemek”ti. Yaşlı gözükmemek eşittir kişisel bakımdı.

Beslenme biçimim mesleğim için zayıf olmaktı. Vücudumu, zihnimi, rüyalarımı beslemek; bana faydalı olan şeyleri tüketmek değildi.

Şeker ve dondurmayı çok seviyordum. Arkadaşım gibilerdi. Sigarayı da çok seviyordum. Ama tiryaki değildim, çünkü paket taşımıyordum.:) Paket taşımıyorsanız tiryaki sayılmazsınız.

Zararlı maddeleri bırakmayı ve çöpe atmayı denesem de başarısız oluyordum.

Kanseri yaşama ve izleme kısmına dönersek. Korku yerine sevgiyi seçebilir miydim? Vücudum ve hayatımdan korkmak yerine vücudumu ve hayatımı sevmeyi seçebilir miydim?

Korku ile ilgili faydalı özellikler de var. Hastayken hastaneye gitmenizi sağlar. Tehlikeli yollara girmemenizi sağlar. Korku size dair bilgi verebilir; ama sizi tanımlayan şey olmamalıdır. Korku sizi uyandırabilir, ama önünüze geçmemelidir.

Şükür ki sevgiyi seçtim. Sevginin bir sonraki adımı sağlıklı görünen her şeyi satın almak oldu. Nasıl yapılır bilmiyorum, sebze sevmiyorum, ama al! Senin için iyi bu al! Hayatımda ilk kez lahana gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Karar verememiştim beni kanser mi daha hızlı öldürecek, yoksa lahana mı?:) 2003 yılıydı çocuklar, lahana henüz halka arz etmemişti.:) Ama zamanla sevmeye başladım. Sebzeleri sevmeye, yemek pişirmeyi sevmeye… Kendime bakmayı sevmeye başladım.

Genetik sebeplerle yakalandığımız hastalıklar da var; ama genellikle kendimize nasıl baktığımız önemli. Bu konuda öğrenciydim ve öğrendim ki 5 konu önemli;

  1. Neler yiyorsun?
  2. Neler içiyorsun?
  3. Zihnini hangi düşünceler meşgul ediyor?
  4. Nasıl dinleniyorsun?
  5. Nasıl yenileniyorsun?

Gerçek yemekler ye, doğaya dön, bahçe ürünlerine dön, sindirimi zor şeyler yeme. Gerçek şeyler iç. Sebze suları iç, su iç. Stresten uzak kalmaya, uyku düzenine özen göster. Salonda spor yapmayı sevmiyorsan dansa git. Dansı sevmiyorsan yogaya git. Kendini nasıl yenileyeceğini bul ve sevdiğin şeyi yap.

Bu 5 konu ile birlikte kanserle yaşamama rağmen daha iyi hissetmeye başladım.

Ama bazen başka bir kadın olmayı diliyorum. Kanser olmayan bir kadın. Böylelikle şartsız kabullenmeyi öğrendim. Kendini kabul etmek; kendini hiçbir zaman terk etmemektir. Tutkularından vazgeçmemek, özsaygıya sahip olmak, kendine saygı duymaktır. Tam da şu anda olduğun kişiyi onurlandırmaktır. Olmak istediğin değil olduğun.

Hepimiz daha iyisini yapmak, daha iyi hissetmek isteriz ve yapabiliriz de. Ama “yeterli değilim” düşüncesi sağlıklı bir düşünce değildir ve bize ıstırap verir.

Sen yetersiz değilsin, bozuk değilsin. Düzelmeye ihtiyacın yok. Sevgiye ihtiyacın var.

Mevcut halimizle yeterli olduğumuzu bilmek rahatlatıcıdır. İnsanlar bazen nasıl olduğumu sorarlar; çılgın, seksi, coşkulu, aydınlık hayatımı kanser ile birlikte yaşıyorum. Belki tümörlerim var; ama sağlıklıyım. Hayatın bir gerçeği var, hepimiz öleceğiz; ama kaçımız gerçekten yaşayacak? Kendinize hayatı çılgın ve seksi yaşama izni verin. Kendinize evet deme iznini verin. Işığınızı yansıtma izni verin. Kendiniz ile ilgilenme izni verin. Ve kendinizi tüm zaferlerinizle kabul etme iznini verin.”

***

İlginizi çekebilir;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.