Kilo Vermenin Yolları

Aslında bu pazar için hedefler, motive olmak ve erteleme alışkanlıkları ile ilgili farklı bir yazı hazırlamıştım. Fakat Instagram üzerinden yaptığım bir anket kilo takıntısı ve sağlıklı kilo verme/alma konusu hakkında yazma isteği doğurdu.

Anket şuydu: “Son 1 yılda kilo/alıp vermeyi kafanıza taktığınız oldu mu?”

Gelen yanıtların %70’inden fazlası “evet” demişti, ek olarak “hayır” yanıtı verenlerin içinde normalde bu takıntıyla yaşayan, komiklikler şakalar yapan troll arkadaşlarım da vardı. Onları anketimi yanılttıkları için kınıyorum.:)

Hayatımın uzun bir dönemini kilo almayı isteyerek geçirdim. Bir süredir de “kilo verme” konusu sürekli hedeflerimde, aklımda. Görüyorum ki yalnız da değilim. Ağırlıklı olarak kadınlar olmak üzere kilolara takmış durumdayız. (oy veren erkeklerin yarıya yakını “hayır” demiş)

Bu takıntı kimimiz için daha fazla boyuttadır, kimimiz için ise önemsizdir. Fakat düşündüğümde bana iyi hissettirmedi. Her güne kendinle ilgili memnun ve tatmin olmadığın en az bir konu ile başlamış oluyorsun. 1-0 yenik başlamak gibi bir kere.

İkincisi de diyelim ki istediğin kiloyu bin bir sebeple alamıyorsun ya da veremiyorsun bu da ek bir yük oluşturuyor. Durduk yere “başarısız” hissettiriyor. Bazen kendine karşı öfke yaratıyor. Ve bu durum öz sevgiyi ve saygıyı tahrip edebilir.

Sağlıklı Yaşam İle Kilo Sorununu Çözmek
Kilo takıntısı

Neden Kilo Vermek/Almak İstiyorsun?

Bu sanırım sorulması gereken en “temel” soru. Bir insan bir şeyi istiyorsa ve her hafta bir şekilde aklında geçiriyorsa bir takım sebepleri olmalı.

İlk işe girdiğimde görece kilolu ve çok sevdiğim birisi bana “ıyy miden sırtına yapışmış o ne öyle biraz kilo al” demişti. Üzülmüştüm ve o dönem kilo almak istiyordum. Sonra kilo aldığımda da başka şeyler duydum.

Öncelikle belki de şunu her konuda idrak etmemiz gerekiyor; “başkaları” denen tüm o kitlenin bizim dışımızda kocaman bir hayatı var. Biz de kendimiz dışında tüm insanlık için(ailemiz de dahil olmak üzere) başkasıyız. Ve kendinizden hesap edin zihniniz milyon tane konuyla dolu, birinin kilosu ne kadar umrunuzda olabilir ki?

Dolayısıyla o başkası dediğimiz kişi bizim için yarım dakika içinde bir çırpıda bir cümle kurar, sonra gün boyu o cümle aklında olmaz. Kurdu ve kendi kocaman hayatına döndü. Kim bilir o cümleyi de kendiyle ilgili hangi alt sebepler için kurdu? Hiçbir zaman sen merkezde değildin.

Dolayısıyla biz de o cümleyi alıp hayatımızın merkez konusu haline getiremeyiz. 🙂 Bu kilo değil her durum için geçerli. 🙂

Kilo Vermenin Mükemmellikle Bağlantısı

Sağlık için çeşitli etmenlere göre değişen bir ideal kilo kavramı mutlaka vardır. Ama “mükemmel kilo” diye bir şey yok.

Sorun podyuma çıkan mankenleri ya da görselliği işi için önem arz eden birilerini kendimize referans almaya başladığımızda ortaya çıkıyor belki de? Hepimiz iş için bazı şeyler yapıyoruz. Eğitimler alıyoruz, bilgimizi arttırıyoruz, çaba harcıyoruz. Bazı meslek gruplarının da kusursuz görünen bir fizik gerekliliği olabilir. Fakat %99’umuz manken, model değiliz. Bizim o denli kusursuz olmamız neden gerekiyor?

Sosyal Medyanın Kilo Takıntısına Etkisi

Sosyal medya ile birlikte korkunç bir mükemmellik algısına maruz kalıyoruz. Gerçek hayat öyle mi?:) Şöyle bir tarayın hayatınızdaki insanları, sokaktaki kişileri(röntgencilik demedik yarım salise bakın:) ) kaç kişi o “kusursuz” görülen kiloya sahip?

Sizi bilmiyorum; ama benim hayatımda yaşı 30’u geçip sıfır beden ekolünden olan insan sayısı bir elin parmağını kesinlikle geçmiyor.

Dolasıyla varmak için kendimizi zorladığımız yol belki de varmamız gereken bir yol değil? Ne yapacağız yani? Ömrümüzü belirli bir kilonun altında ve üstünde geçirdiğimizde kendimizi kötü mü hissedeceğiz?

Diyet Kavramı

Evde tartı var, hobi gibi tartılıyorum. 🙂 Her gün niye tartılır bir insan? Bir günde 5 kilo verecek halim mi var?

Tartı çok enteresan bir konu, işin odağını “sağlık”tan çıkarıp “kilo”ya taşıyor. Tatmin duygunuz orada gördüğünüz rakama göre belirleniyor. Dedelerim muhtemelen hayatlarında hiç tartılmadılar. Kaç kilo olduklarını bilmeden yaşadılar. Birini hiç görmedim; ama diğeri vefatına kadar tam yağlı pirzolalar yiyip, ömrünün çoğunu sakat bacak ve sıfır egzersizle geçirdiği halde sağlıklı kiloda biriydi. Kontrol delisi olmuşcasına tartıya bakmamızın faydası nedir?

Diğer bir konu da gıda endüstrisi. Artık bu konuda elimizin altında onlarca belgesel var. Dünya’da dev bir sektör “kilo” konusunu kullanıyor. Koca puntolarla ne kadar “ŞEKERSİZ” olduklarını, light olduklarını gözümüze gözümüze sokuyorlar. Önce “mükemmel kilo” algısı yaratılıyor, sonra da bu kiloya erişmemiz için onlarca ürün pompalanıyor. Ki blogun otomatik reklamlarında da karşısınıza neler çıkacak bilemiyorum.:)

Diyet, rejim dediğimiz şey ne kadar sürdürülebilir?(Hedefe Ulaşmanın Sırrı: Süreklilik) Özellikle katı diyetleri bir süre sonra bırakanların misliyle kilo aldıkları artık bilinen bir gerçek. Bir şeyi yaşam tarzı haline getiremiyorsan sürdürülebilirlik sağlayamıyorsun.

Sağlıklı Yaşamın Önemi

Peki tüm bunların çerçevesinde kilo vermeyelim mi ya da almayalım mı?

Kendimden yola çıkacak olursam eğer, beslenme biçimimde hala dengede olmayan şeyler gözlemliyorum. Ek olarak karın çevremde diğer bölgelere oranla daha fazla yağlanma gözüküyor. Ki bu da muhtemelen şekerli gıdaların etkisi ve “sağlıklı” bir kilo alma yöntemi değil.

  • Dolayısıyla odağıma kiloyu değil dengeli beslenmeyi alabilirim. Örneğin kadınların günlük olarak tüketmesi gereken şeker miktarı 25gr civarında, erkeklerin ise 35gr civarında(ymış). Benim ise günde bir tablet çikolata paketini bitirip, üzerine hala şeker içeren rafine gıdalarla beslendiğim oluyor.:) Şekerin ne kadar zararlı olduğunu bilmemek sanırım artık cahillik. Vücudun o şekere zerre ihtiyacı yok. Ve sen içeri çöp atmaya devam ediyorsun. “Şeker yeme” gibi bir konu da yok. Yiyebilirsin; ama sınırın 25gr. Dolasıyla paketli gıdaları tüketirken “içindekiler” kısmını incelemek ve günlük sınırı aşmamaya özen göstermek senin elinde.
  • Bir diğer konu sağlıklı her şey lezzetsiz yalanı. Şu an bence internetin avantajlı yönlerinden birisi tarifler. Bilhassa İngilizce kanallar da eklendiğinde internette sadece sağlıklı malzemelerle tarif denemeleri sunan onlarca kanal var ve gerçekten denediğimde kilo vermek için değil sırf canım istediği için yaptığım bir sürü şey de oluyor. Örneğin sağlıklı çikolata topları, kinoalı iç pilav, humus,  vs. Dolasıyıla sağlıklı ve dengeli beslenme kararı aldığımızda tek seçeneğimiz bamya yemeği değil.
  • Yine sağlık için önemli konulardan biri yatmadan önce tıka basa doymamak. Bu konuda “geç saatte yemek yemenin zararları” gibi şeyleri arama motorlarına yazarak güvendiğiniz kaynakları okuyabilirsiniz. Dolasıyıla kilo vermek ya da almak gibi bir hedef olmasa da bu konuyu kesmek gerekiyor.
  • Diğer bir konu egzersiz. Daha önce Yürüyüş Yapmanın 10 Faydası gibi yazılar yazmıştım. Yürüyüş sadece kilo için değil göz sağlığından, kalp sağlığına her şey için faydalı. Fakat yine hiç kilo verme/alma odağınız olmadında bile sizin için uygun bir egzersizi yapmanız gerekir. Vücut buna ihtiyaç duyuyor. Bu yin/restoratif yoga gibi neredeyse hiç kalori harcatmayan eylemler de olabilir, halı saha maç da olabilir. Onlarca çeşit spor var, bunların bir kısmı evde de rahatlıkla yapılıyor. Kişi kendisine uygun olanı bulmalı. Benim için yoga spor diyemesem de vücudumu hareket ettiren, iyi hissettiren bir disiplin.
  • Yine su, kilodan bağımsız önem arz eden konulardan biri. Herkesin mevcut kilosuna göre içmesi gereken bir su miktarı var. Günlük bazda buna özen göstermek, gerekirse hatırlatıcılar koymak önemli.
  • Asitli içecekler, kanserojen içeren gıdalar, kızartmalar vs. vs. bunların hepsi mide başta olmak üzere pek çok noktada bizim için zararlı. Dolasıyıla sıfıra indiremesek bile yine şeker oranı gibi bir limit getirmemiz belki haftada bir tüketmemiz vs. vücut için gerekli.
  • Ya da belki günlük olarak alman gereken kalori miktarının, enerjinin altında yiyorsun. Belki bunu dengelemen gerekiyor?
  • Yine vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineraller var. Bunlar depolanmadığı için günlük ihtiyacını karşılaman gerekiyor. Vücut kışın daha çok C vitaminine ihtiyaç duyuyorsa belki senin şekeri çikolata yerine portakaldan alman gerekiyor?

Bu gibi benim bilmediğim ya da şu an gözümden kaçan pek çok sağlık faktörü vardır. Kısacası “kilo”yu odağımızdan çıkarıp sağlığı merkeze taşıdığımızda belki de o mükemmel bedene değil de bizim için sağlıklı olan bedene ulaşmamız mümkün olacak.:) Önemli olan da bu. Hepimizin sıfır beden fabrika üretimi gibi gezmesine gerek yok. Ama sağlığımız için iyi olmayan şeyleri rutin haline getirmişsek bunları sorgulayıp yavaş yavaş bırakmanın yollarını aramak, yerine yeni ve faydalı alışkanlıklar koymak bizim elimizde.

Amaç kıyaslama yaparak hırpalanmak değil, 15 kilo verme hedefi değil; amaç sürdürülebilir şekilde sağlıklı olmak. 70 yaşına geldiğinde de bu maddeleri uygulayabilirsin. Karbonhidratı kesip sadece et ile beslenmen de gerekmez.

***

Yazı beni deşarj eden, nefes almamı sağlayan konulardan biri. Bazen kendi sıkışıklıklarımın yanıtını yazarken buluyorum. Yayınladığım kadar yayınlamadığım yazılar da mevct. Bu da kendim için yazdığım yazılardan biri oldu. Bazı cevaplarımı bulmuş oldum. Umarım sizin için de fayda sağlamıştır, önümüzdeki günlerde hedef, motivasyon, erteleme ile ilgili yazıyı yayınlarım artık.:)

Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.