Netflix Belgesel Önerileri

Uzun zamandır film/dizi içeriği yayınlamamıştım. Bugün Netflix Belgesel Önerileri ile ilgili yazacağım. Hedefim birbirinden farklı türlerde belgeselleri yazmak. Ön not düşmek gerekir, Netflix zaman zaman içerikleri kaldırabiliyor. Ya da her ülkede aynı içerikler olmuyor. O yüzden yazdıklarımın hepsi siz bu yazıyı okurken Netflix’te olmayabilir.

1)Şempanze İmparatorluğu

Aklımda en yer eden ve en etkilendiğim belgesellerden biri. 4 bölümden oluşan, yer yer film gibi ilerleyen bir yapım. Şempanzelerle DNA’mızın %98’i benzerlik gösteriyormuş. İzleyince şaşırmadım bu duruma. 🙂

Ngogo’da geçiyor. Belgeselde 1 yaşını dolduran tüm şempanzelerin isimleri var ve izleyince fark ettim ki isim konusu bağ kurmayı sağlayan güçlü bir faktör. Dünya üzerinde bir şeylere isim veren tek canlı biziz sanırım?

Belgeseli izleyince hissettiklerim(izlemeyenler için spoiler)

1)Şempanze olmak çok zor geldi kardeşim. Hiç öyle “insan olmak kolay mı” falan demeyin. 4 bölümlük belgeselde 4 dakika huzurlu hissedemedim.

2)”Gus’ım garibimi kimse tırpanlamayacak mı? Bergl yazık enfeksiyon kaptı.” gibi gibi hislerle izledim. batı grubu bana daha vicdanlı ve güvenilir geldi. Yüzümü batıya dönüyorum. 🙂

3)Ngogo inanılmaz bir yer. Fondaki kuş sesleri, birbirinden güzel kuş, kelebek türleri…

4)Dişi şempanzelerin rolü çok güçsüz ve değersiz geldi. Diğer hayvan türlerinde durumu çok iyi bilmiyorum, ama evrimleşir evrimleşmez bi kadın hakları sempozyumu bekliyorum!

5)Dünyanın  politik gündeminden kaçarken kendinizi alfa, lider, bölge savaşları arasında buluyorsunuz. Hatta bölünme bile var. Neler dönmüş neler…

6)Konuşabilme yetisi hayatta bir sürü şeyi çorba ediyor belki; ama nasıl güzel bir özellik yahu! Mesela “alfa olmak istemiyorum kardeşim alın sizin olsun, beni rahat bırakın” falan diyebilmek isterdim.

7)Alfa konusu da tam kafa şişirmelik konu. Şempanze olsam hayatta alfa malfa uğraşmazdım. Sıradan halk olur tırpanımı yapar geçerdim. 🙂

8)Jackson’ın gurur seviyesine de üzüldüm. Adam “ölürüm de acımı göstermem” dedi resmen.

Velhasıl devamı olsa da izlesem türünde muhteşem bir eser.

Netflix Belgesel Önerileri
Netflix Belgesel Önerileri

2)Fyre Festival Fiyaskosu

Master yaparken Marketing (Pazarlama) hocalarımızdan biri önermişti. Soluksuz izleyip hem çok fazla gerildiğim hem de güldüğüm bir yapım.

Eğer işyerinde minik hatalar yapıp kendinize çok yüklenenlerdenseniz mutlaka izleyin. Bu huyunuzun ne kadar lüzumsuz olduğunu göreceksiniz. 🙂

3)The Last Dance

Netflix’in spor konulu belgeselleri çok. Şu ara Beckham belgeseli de oldukça popüler, henüz izlemedim; ama izleyeceğim. Fakat benim bu türde yer vermek istediğim efsane isim Michael Jordan’ı konu alan The Last Dance belgeseli. Daha önce uzun uzun yazısını yazdığım için detaylarına çok girmeyeceğim.

Fakat izleyince Michael Jordan’ın nasıl bir efsane olduğunu görebiliyorsunuz. (Yeri gelmişken, bir başka efsane Michael Jackson’ın This is it filmini de sinema da izlemiştim. Amy Winehouse’un Amy belgeseli de başarılıydı)

4)Dr. Phil Stutz

Aslında Netflix belgesel önerileri deyince ilk aklıma gelenlerden biri. Böyle bir psikolog / psikiyatrist ya da akıl hocam olmasını çok isterdim. Yine uzun uzun yazısını yazdığım için çok detaya girmeyeceğim; ama Phil Stutz isimli psikiyatrist ve danışanın içten sohbetlerini içeren hayata dair notlar alınabilecek bir belgesel.

Dr Phil Stutz Belgeseli – 4 Önemli Konu

5)Bikram: Yogi, Guru, Predator

Aslında spiritüel konularla ilgili birkaç Netflix belgeseli yazabilirim. Vahşi Kırlar, Ram Das Eve Dönüş, Mission: Joy – Finding Happiness in Trouble Times (Mutluluğun Kitabı ) gibi ama en ruh hastası olanlardan biri Bikram belgeseli.

“Sıcak yoga” olarak kendi türünü yaratan ve dünyanın pek çok yerinde “Bikram” türünde yoganın yayılmasını sağlayan bir sapığı konu alıyor.

Denge bu sebeple çok önemli ve her şeyin aşırısı kötü. Buradaki ana suçlu elbetteki Bikram; ama insanlar bazen lider gördükleri kişilere “ilah” gibi hissettirebiliyor.

Yoga dünyasında özellikle bazı hocalara uç hayranlık beslendiğini ben de gözlemledim, yersiz ve komik buluyorum. Sırf işini iyi yapıyor diye bir gişe memuruna tapmadığımız gibi tek elinin üzerinde duruyor diye yoga eğitmenine de tapamayız. 🙂

6)Satıcının Yolculuğu

Gürcistan’da geçen Sundance ödüllü kısacık bir belgesel. Dünyanın bir kısmı tüketim çağını dibine kadar yaşarken ve basit bir telefon uygulamasıyla binlerce çeşit ayakkabı seçeneğine ulaşırken, bir kısmında rendenin, süngerin bile konu olduğu, patates ile ürün takası yapılan bir tuhaf belgesel. İnsana bir şeyleri sorgulatıyor. (Çok uzun sürmüyor gerçi)

7)A Twelve Year Night

Jose Mujica benim çok sevdiğim bir devlet lideri. Bu belgesel de onun 12 yıllık esaretini konu alıyor. Haliyle insanı geren, yavaş ilerleyen bir belgesel. Ama bunca yaşanmışlıktan sonra Uruguay devlet başkanı olması inanılmaz. Gerçi Nelson Mandela, Atatürk, Gandhi ve pek çokları uzun ya da kısa hapis, esaret dönemleri olan liderler.

***

Netflix’te çekim yasası ile bağlantılı Sır belgeseli ya da doğu tıbbı / meditasyon konulu Şifa Belgeseli de ilginçti; fakat şu an arattığımda göremedim. Yine aklımda yer eden ilginç belgesellerden biri de şekeri bırakmaya yönelik düşünmenizi sağlayan That Sugar belgeseli. Ben hala düşünüyorum, eyleme geçemedik. 🙂

Çok daha fazla öneri yazabilirdim, zira zaman zaman izlediğim bir tür; ama bugünlük 7 öneriyle sınırladım. 🙂

Aşağıdaki öneriler de ilginizi çekebilir;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.