Bir süredir yeni yazı yayınlayamamıştım ve o kadaaaar çok özledim ki! Bugün biraz özlem gidereceğim, serbest stil yazmayı planlıyorum. 🙂
Hangi Perspektifi Seçiyorsun?
“Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza umutta yanılalım.” demiş Amin Maalouf, Doğu’dan Uzakta kitabında. Benim de çoğu zaman tutunduğum şeylerden biridir umut. Öte yandan Nietzsche’nin “Umut en büyük kötülüktür; çünkü işkenceyi uzatır.” sözü de var. 🙂
Madem alıntılarla başladık, Shakespeare’in olduğu söylenen bir sözle kapatalım; “iyi ya da kötü yoktur, sadece düşünce onu öyle yapar.”
Hepsi uzun uzun tartışılıp, fikir üretilebilecek cümleler ve ne güzel olurdu böyle bir felsefi tartışma.:)
Sohbetlerimiz çürüdü artık. 2 senedir pandemi konuşuyorduk, şimdi ise ekonomik kriz konuşuyoruz. Hepimizin hayat dertlerinin üzerine yüklenmiş bir gelecek ve ülke kaygısı hakim.
Kendimi bu sarmaldan çekip çıkarmak istiyorum. Perspektifimi ülke için değil, ailem için değil, x-y için değil en başta kendim için değiştirmek istiyorum. Buna ihtiyacım var.
Peki bu kadar deli bir gündemin içinde mümkün mü?
Neler Yapabilirim?
1) Konuşmalarına özen göster
Aslında çok yakın bir zaman dilimine kadar konuşmanın bana iyi geldiğini düşünmüştüm. “Ailemizle, arkadaşlarımızla olanı biteni uzun uzun konuşup, kaygılarımızı paylaşmak içimizde tutmaktan daha iyidir” diye düşünüyordum. Muhtemelen bir noktaya kadar iyi gelmiştir, ama bir aşamadan sonra boğulduğumu hissediyorum. Ben de çevremle toksik toksik konuşuyorum ve kimseye fayda sağlamadığıma inanıyorum. Biraz otokontrol sağlamak, dozu abartmamak, konuyu açan taraf olmamak, farklı şeylerden de daha çok bahsetmek gibi maddeler ilk adım olabilir.
2)Değiştirebileceğin şeylere odaklan
“Bize zarar veren başımıza gelenler değil, olanlara gösterdiğimiz tepki ve yaklaşımdır.” yazıyordu Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında ve değiştirebileceğin konulara odaklanma kısmını uzun uzun anlatıyor.
Evet bir pandemi ve ekonomi gerçeğimiz var. Hayatta bazen kendi kontrolümüzde olmayan zorluklar yaşıyoruz, tek başıma ekonomik durumu değiştiremem. Ama %100 benim sorumluluğumda olan şeyler neler? Bu zorluktan bir şeyler öğrenip çıkabilir miyim? Bazı dersler alabilir miyim? Daha fazla güçlenebilir miyim? Burada göremediğim bir fırsat doğar mı? Benim bu konudan sağlam çıkmak adına atacağım adım ve stratejiler ne olabilir?
3) Adım Adım Minimalizm 🙂
Dünya bize bir şeyler anlatıyor. Geçen yaz Kanada tarihinin en sıcak günlerini görmüş.(49 derece) 2021’de en kötü dönemi yangınlar zamanı yaşadım. Çoğumuzun psikolojisi sarsıldı ve önümüzdeki yaz bizi farklı bir konu mu bekliyor? BBC 6 minutes podcaste göre uzmanlar küresel ısınmanın beklediklerinden çok daha hızlı ilerlediğini söylüyor. Pandemide de doğa bir mesaj verdi, müsilajlı denizler de veriyor. Görmek istiyorsak?
Kendi adıma 2022’de minimalizm ve plastikten arınma konularında daha fazla derinleşmek, önceliği bunlara vermek istiyorum. Geliri yükseltmek kolay bir adım değil, ama giderleri düşürmek elimizde. Bu konuda bireysel her katkının önemli olduğuna inanıyorum. En azından “ben elimden geleni yapıyorum” diyebilmek gerek. Minimalizm alışveriş yapamamak değil, ama çevre dostu ürünlere yönelmek, geri dönüşüme katkı sağlamak, “alacağım şeye gerçekten ihtiyacım var mı”, “ne kadar kullanacağım”, “bana verdiği mutluluk ne kadar sürecek”, “yaşam kaliteme bir etkisi var mı” sorularını sormak önemli.
4) Alternatif planlar yapmak
Ölmeden önce yapılacaklar, Mutluluk Veren Küçük Şeyler gibi listeler yapmak benim modumu yükseltiyor. Biliyorum geleceğimiz çok belirsiz; ama hemen aklıma “ne zaman belirliydi ki” sorusu geliyor.
Kenarda b-c planlarını tutmak insanı gerçekten rahatlaran bir çıkış butonu gibi. Her koşul için farklı olasılıklar var, düşünüp, kazıp bulmak mümkün.
5) Biraz da iyilik saçmak 🙂
En son ne zaman birine iyi geldin?
İltifat ettin, iyimser konuştun, öylesine hediye aldın, güzel bir mesaj yazdın? “Kendime ve sevdiklerime iyi gelmeyi seçiyorum” perspektifi bence mükemmel bir perspektif. Değer verdiğimiz insanlar var, eminim onlar için minik minik güzellikler yaptığımızda bana, bize çok iyi gelecek. Bu özeni göstermeyi hedefliyorum. Duygular bulaşıcıdır. Hangi duygun bulaşsın istersin?
6) Kendini meşgul et ve meşguliyetine odaklan
Sağlımız kötüyse; doktorların söylediğine göre ilaçlarımızı düzenli almak, morali yüksek tutmak, uyku düzenine dikkat etmek, sağlıklı beslenmek gibi yapılabilecek birkaç şey var. Borçlar derya olmuşsa, daha çok çalışmak, ek bir gelir düşünmek vs.
Sabahtan akşama kadar başımıza gelen kötü şeyi tartışıp düşünsek de bir şey değişmiyor. Sosyal medya gibi bazı dikkat dağıtıcılardan arınıp kafayı meşgul etmek güzel olur. Seni an’da tutacak, iyi gelecek eylem oturup çalışmaksa çalış, resim yapmaksa resim yap, dört nala koşmaksa koş, bağırıp çağırmaksa bir maça git tezahurat yap… Elindeki olasılıklarla o şey her neyse bul çıkar.
“Mutlu insan saçını tararken saçını düşünen insandır.”
Benim sevdiğim ve yer yer blogda da yazdığım bazı minimal eylemler;
- Yeni bir yemek tarifi denemek. Bilmiyorum sizin için de öyle mi, yemek görev gibi yapılmadığında çok meditatif geliyor bana.
- Egzersiz, özellikle düşünmeye vakit yaratmayan kan ter içinde bırakacak egzersizler müthiş.
- Evde Yoga sadece mat ile online eğitimlerle yapabileceğiniz en minimal disiplinlerden biri. Ve bana yoga kadar iyi gelen çok az şey var.
- Yaşam alanlarını düzenlemek. Mevsimlere göre evin atmosferini değiştirmeyi seviyorum. Dolaplardan kullanılmayan eşyaları arındırmayı, daha düzenli hale getirmeyi vs. Yakın zamanda kitaplığı düzenleyip, bazı kitapları kumbaraya götüreceğim. Ödül gibi geliyor bu eylem.
- Dizi-film… Sizi bilmiyorum; ama ben uzun zamandır sağlam şeyler izlemiyorum. Bu konuda inanılmaz iştahlıyım. Listemde çok merak ettiğim, izleyip bloga aktarmak istediğim ya da sevdiğim arkadaşlarımla uzun uzun konuşmak istediğim dizi-filmler var. Ocak itibariyle o havuza dalıyorum.
- Kitap okumak. Bir kere kitabı anlayarak okumak için tamamen odaklanmak gerekiyor. Geçmişi geleceği sıfırlayan bir eylem. Yine farklı önceliklerden son aylarda es geçtiğim ve çok özlediğim şeylerden biri. Yepyeni kitaplar okuyup, paylaşacağım.
- Doğada olmak. Bu aşamada şanslı kişilerden biriyim evin yakınlarında tepemizdekilerin henüz tam anlamıyla dokunmadığı bi koru var. Offf nasıl müthiş bir duygu orada olmak, ağaçların değişimini gözlemlemek, oksijeni doya doya içe çekmek, farklı kuş sesleri yakalamaya çalışmak, yanyana geçtiğin insanlarla ilgili bir şeyler düşünmek, hayaller kurmak, podcastler dinlemek, müzik dinlemek. Doğa şifalandırır. Doğadan geldik ve her daim hepimizin ona ihtiyacı var.
- DIY projeler, evde sanat, online eğitim vs. DIY’ın açılımı -do it yourself- yani “kendin yap”. Bu kavram Amerika’da ya da Avrupa ülkelerinde çok daha meşhur. Elindekini dönüştürmek, tuvalet kağıdı rulosunu kalemlik haline getirmek vs. mümkün. 🙂 Burada dikkat edilecek nokta DIY yapayım derken göz çıkarmamak. Ve uzun süre devam ettirmeyeceğiniz şeyler için boşa malzeme masrafı yapmamak. Ama Pinterest‘e DIY yazarsanız envai çeşit örneğe ulaşabilirsiniz. Benim hobilerimden biri de bitkilerle ilgilenmek, çoğaltmak zaman zaman sevdiklerime hediye etmek vs. Ama çok vakit alan bir eylem değil ve sürekli dışarıdan alırsanız o da masraflı. 🙂 Online eğitimler de vakit varsa kişiyi taze tutacak, modunu yükseltecek şeylerden biri. Zorunluluktan yapılmıyorsa yeni bir şey öğrenmek hep iyi geliyor. 🙂
“Hayaller Paris” diyebilirsiniz belki; ama hayallerimi gömmüyorum. Sadece bazı konuları biraz park ettik. Şartlar bunu gerektiriyor ve biz de şartlara göre esneyeceğiz, alan küçülteceğiz vs. Bu esnada mutsuz olmak istemiyorum. 🙂
Mutsuz olduğumuz, stresli olduğumuz anların bedende, vücutta bir karşılığı olabilir. Onu kendime yapmak istemiyorum. “Sağlık en önemli şey” deyip duruyorsak genetik mirasın dışında bir şeyler yapmamız gerek. İyi olalım, iyi olmayı hak ediyoruz. Birbirimize, sevdiklerimize ve dünyaya iyi gelelim.
Hayallerimiz, umutlarımız hep yeşersin hep yenilensin!
Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.
