2 Dakika Kuralı

2 dakika kuralı, David Allen’ın “Getting things done” isimli kitabından yola çıkarak yazacağım bir yazı olacak. Yapılacaklar(to do) listemizde yer alan ve sürekli ertelenen ufak tefek işler için güzel bir bakış açısı sunuyor.

Zaman, saniye, dakika her ne kadar insanlığın uydurduğu kavramlar olsa da hayatımızda büyük bir etkisi var.

Aslında bu konu yaşadığımız kültürle de ilgili. Seyahat eden bir insansanız, kendi ülkemizde bile şehirden şehire hatta semtten semte zaman kavramının çok farklı ele alındığını gözlemleyebilirsiniz.

“Yavaşla” kelimesinin sakinleştirici bir etkisi var benim bünyemde. “Yavaşla” telkini aldığım an ilk yaptığım şey tuttuğum nefesi derince içime çekmek oluyor. Ama sürekli bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz, özellikle de hayatı kaçırma hissi hepsinden kötü. İnsan zaman zaman hayatının Cuma akşamı ile Pazar akşamı arasında sıkışıp kaldığını hissedebiliyor. Bu gibi hisler de anksiyeteyi arttıran bir durum. Her neyse belki yavaşlama üzerine bir şeyler okuyup bu konuyu ayrı yazıda yazarım. 🙂

Bugünün konusuna gelecek olursak, sürekli ertelenen, üşendiğimiz işler de göğsümüzde bir yerde kaygı birikintileri olarak yer yapıyor aslında. Ve bunları aradan çıkartırsak daha kolay hafifleyebiliriz. İşte iki dakika kuralı da bu işlevi görecek bir kural.

1)İki Dakikadan Kısa Süren İşleri Erteleme

Aslında kuralın uzun uzun bir matematiği yok. Tam da başlığın belirttiği gibi o ertelediğin işi düşün, eğer iki dakikadan kısa sürecekse erteleme hemen yap.

Örneğin; Eve geldiğinde çıkarttığın kıyafetleri dolaba koymak kaç dakikanı alabilir? Bir köşede biriktirme hemen topla. Çöpü dışarı atmak, üşendiğin o maili göndermek, telefon açıp ertelediğin randevuları almak.

Bu gibi işleri hiçbir zaman erteleme ve hemen yap.

Newton yıllar önce harika bir prensipten bahsediyor; “hareketsiz nesneler hareketsiz kalma eğilimindedir ve hareket halindeki nesneler hareket halinde kalma eğilimindedir.”

Her ne kadar nesne olmasak da bizim için de durum farklı değil. 🙂 Bu konuda çeşitli kültürlerin belki yüzlerce özlü sözü var. Hareket berekettir.:) Harekete geç, başla, erteleme.

Özellikle fiziksel sağlığı yerinde olan bir kişi için yatakta, çekyatta, koltukta haddinden fazla geçirilen zamanlar depresyon bileti almak gibi bir şey.

2)Motive Olmayı Bekleme

Motivasyon kelimesi bazen bizi geriye götüren bir silah ve bahane haline gelebiliyor. Bir şeyleri yapmak için motive olmamız ya da çok istememiz şart değil. 🙂 İşe gitmeyi istiyor musun mesela? İşini sevip tutkuyla yapan ya da iş yerinden birine aşık olan kitleden değilsen muhtemelen istemiyorsun. 🙂 Ama gidiyorsun.

Aynı şey diğer eylemler için de geçerli. 🙂 Çünkü motivasyon denen şey dalgalı bir deniz. Bir şeyleri yoluna koymak için yeterli motivasyonun gelmesini beklersen hiç gelmeyebilir.

Ya kısır bir döngüye girip başla bırak, başla bırak ve en sonunda bırak şeklinde başladığın işleri bırakırsın. Ki bu da kendine olan inancını zayıflatır.

Kendine inanmak da su gibi bir ihtiyaç. Bunu sarsmak istemeyiz. 🙂 Dolayısıyla alınan kararlar, anlık gaz ve motivasyon ile olmamalı. Sıfır motivasyon ile de kendini ve zihnini yönetebileceğini bu güce sahip olduğunu bilmelisin.

3)Bakış Açını Değiştir

Her eylem iki dakikada bitmeyecektir. Bu gibi eylemler için bakış açını değiştir ve parçalara böl.

Okuma alışkanlığı kazanmak istiyorsan her gün iki dakika oku. -Diğer yazılarımda yazmıştım. 2019’da kendime günde 10 sayfa kitap okuma hedefi koydum. Şubat ayında 6. kitabımdayım.-

Yürüyüş yapman gerekiyorsa sadece spor ayakkabılarını giy ve dışarı çık.

Sağlıklı beslenmen gerekiyorsa bir parça meyve ile başla.

Bütün evi toplaman gerekiyorsa bir küçük dolap ile başla.

Yapman gereken işler gözünde büyüyorsa, küçük parçalara ayırma prensibini düşünerek günlere, saatlere bölebilirsin. Hiç başlamayıp sürekli bir iç sıkıntısı hissetmekten iyidir.

Bu konuda güzel bir söz var, bu sözle yazımı noktalayacağım; başlamak için çok iyi olmana gerek yok, çok iyi olman için başlaman gerekli.

Başarılı Olmanın Yolları (10.000 saat kuralı)

Instagram: @yazarkarga

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz. 

3 Replies to “2 Dakika Kuralı”

  1. Sanıyorum 3 maddeden en çok bakış açısını değiştirme maddesini beğendim. Parçalara bölmek kolay da en zoru o parçalardan hangisi ilk başlanacak ona karar vermek bence. Bir de aslında yavaşlama ve 2 dk kuralı ne kadar tezat aslında diye düşündüm. Çoğu zaman bilgelerin sözündeki gibi ruhum arkamdan geliyor. Hayat çok hızlı karakter olarak sen de hareketli isen o zaman tam bir çarpışma 🙂

    Sevgiler,

    1. Öncelikle değerli yorumunuz için teşekkürler:) Yazarken ve yazıyı tekrar okurken yavaşlamak ve iki dakika kuralı bana da tezat geldi:) Ama bedenen yavaşlamanın ötesinde zihnen yavaşlayabilmek için kafadaki “yapılacaklar” silsilesini hafifletmek işe yarıyor. İşleri düşünüp durmaktansa aradan çıkartıp kendine temiz bir zihinle kaliteli zaman yaratabilmek daha keyifli.

      Parçalara bölme konusunda sihirli kelime başlamak olsun bence. Gerekirse yanlış parçadan başlayın.:) ama nerden başlasam diye düşünüp durmaktan ziyade başlayın.

    2. Son olarak belki de arkadan gelen şey ruh değildir:) zihin önden gidiyordur:) ruh çoğu zaman olması gereken yerde. Beyin sürekli zaman yolculuğu yaptığı için geçmiş ve gelecek arasında koşturup duruyoruz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.