10 Harika Zen Hikayesi

Kısa kısa Zen hikayelerini çok severim. Bugün blogda yayınlayacağım Zen hikayelerinin birkaçını ekşi sözlük’ten alıntıladım, diğerlerini ise medium.com ve lifehacker.com sitelerinden Türkçe’ye çevirdim. Daha az bilinen hikayeleri yazmaya çalışsam da bir iki popüler hikayeyi çok sevdiğim için onları da es geçmek istemedim.

Zen Hikayeleri

1)Öfke Kontrolü

Bir Zen öğrencisi öğretmenine yaklaştı. “Kontrol edilemeyen bir öfkem var. Bunu aşmama yardım eder misin?”

Zen ustası sordu: “Hmm bu garip. Bana öfkeni gösterebilir misin?”

“Şimdi olmaz.”

“Neden olmasın?”

“Birdenbire ortaya çıkıyor.”

“Öyleyse gerçek doğanın bir parçası olamaz” dedi usta. “Öyle olsaydı, bunu göstermekte hiç zorluk çekmezdin! Neden sana ait olmayan bir şeyin seni endişelendirmesine izin veriyorsun?”

2)Zen’e Ulaşmak

Meiji döneminde(1868-1912) bir Japon ustası olan Nan-in, Zen hakkında bilgi almak için gelen bir üniversite profesörünü kabul etti.

Misafirine çay ikram etti ve bardağını tamamen doldurduktan sonra çay dökmeye devam etti.

Profesör artık kendini tutamadı ve “bardak aşırı doldu, daha fazla çay girmeyecek.”

Nan-in yanıtladı; “Bu fincan gibi kendi fikir ve kalıplarınızla dolusunuz. Önce bardağınızı boşaltmazsanız Zen’i nasıl gösterebilirim?”

3)Aramak

İki adam bir Zen ustasını ziyaret eder. İlki der ki “Bu kasabaya taşınmayı düşünüyorum. Nasıl bir yer?”

Zen ustası sorar: “Eski şehrin nasıldı?”

Adam cevap verir: “Korkunçtu. Herkes nefret doluydu, nefret ettim.”

Bunun üzerine Zen ustası şöyle der: “Bu kasaba da hemen hemen aynı bence buraya taşınmamalısın.”

Birinci adam gider ve ikinci adam gelir. “Bu kasabaya yerleşmeyi düşünüyorum. Nasıl bir yer?”

Zen ustası sorar: “Eski şehrin nasıldı?”

“Harikaydı. Herkes arkadaş canlısıydı ve ben mutluydum. Ama bir değişiklik istiyorum.”

Zen ustası şöyle der: “Bu kasaba da hemen hemen aynı. Bence burayı seveceksin.”

Hayatta başımıza gelenler bizim perspektifimizle şekillenir. Neyi aradığımız kadar nasıl aradığımız önemlidir.

4)Olanı Biteni Kabul Etmek

Bir adam sessiz bir inzivaya çekilmek için bir Budist manastırına gitti. Bitirdikten sonra kendini daha iyi, daha sakin, daha güçlü hissetti; ama sanki bir şeyler eksikti. Gitmeden önce keşişlerden biriyle konuşmak istedi ve keşişe “Nasıl huzur buluyorsun” sorusunu sordu.

Keşiş dedi ki “Evet diyorum. Olan bitene evet diyorum.”

Adam eve döndüğünde aydınlandı.

Bu aslında Kemal Ravikant’ın gerçek bir hikayesi. Keşişle ilgili röportajda “Çektiğimiz acıların çoğu var olana direnmekten kaynaklanır; hayat. Ve hayata direndiğimizde acı çekiyoruz. Hayata evet deyip, teslim olun. “Tamam şimdi ne yapmalıyım?” deyin. Güç buradan gelir. Hava kötü olduğunda, sevdiğin kişi cevap vermediğinde, bir engel yerinden kımıldamadığında hüsrana uğrayana kadar kendinizi hırpalamayın. “Evet” deyin. Kabul edin, nefes alın. Hayat akıyor. Her zaman. Akıntıya karşı yüzmektense onun sizi taşımasına izin verin.

5)Çoklu Görev – Multitasking 🙂

Bir dövüş sanatları öğrencisinin öğretmenine bir sorusu vardı. “Dövüş sanatlarındaki becerilerimi geliştirmek istiyorum. Senin altında çalışmanın yanı sıra, başka bir stil öğrenmek için başka bir öğretmenle de çalışmalıyım diye düşünüyorum. Sence bu iyi bir fikir mi?

Usta cevapladı; “İki tavşanı kovalamaya çalışan avcı ikisini de yaklayamaz.”

Zen Hikayeleri

6)Aydınlanma

Bir adam bir Zen ustasına gitti ve “çok çalışırsam ne kadar çabuk aydınlanabilirim?” dedi.

Zen ustası onu baştan aşağı süzdü ve “on yıl” dedi.

Adam, “hayır o kadar vaktim yok iki katı hızla çalışırsam ne kadar….” dedi.

Zen ustası onun sözünü kesti “üzgünüm yanlış değerlendirdim yirmi yıl”

Adam itiraz etti; “beni anlamıyorsun ben”

“Otuz yıl” dedi Zen ustası. 🙂

7)Geçmişe takılı kalmak

Zen ustaları Tanzan ve Ekido bir zamanlar çamurlu bir yolda birlikte seyahat ederken şiddetli bir yağmur bastırdı.

Yolda yürüyemeyen ipek kimonolu ve kuşaklı güzel bir kızla karşılaştılar.

Tanzan kızı kollarına alarak çamurlu yolu geçmesine yardım etti.

Ekido, o gece bir konaklama tapınağına varana kadar bir daha konuşmadı. Sonra artık kendini tutamadı. Tanzan’a “Biz keşişler kadınlara yaklaşmayız.” dedi, “Özellikle genç ve sevimli olanlara. Tehlilekli. Neden bunu yaptın?”

Tanzan, “Ben kızı orada bıraktım. Sen hala taşıyor musun?”

8)Görmek İstediğin Değişim Ol

Annenin biri küçük çocuğunu yanına alır, uzun bir yol arşınlayıp Gandi’nin aşramına varır. Gandi’ye çocuğunun çok fazla şeker yediğini bırakması için yardımcı olmasını söyler.

Gandi de “şimdi gidin bir hafta sonra gelin” der.

Kadın içten içe sinir olur. onca yol gitmiş, Gandi en ufak bir ipucu vermemiştir.

Bir hafta sonra geri gelir. Gandi çocuğu kenara çeker ve “şeker yemeyi bırak zararlı vs.” telkinlerinde bulunur.

Çocuk elinden geleni yapacağını söyler.

Anne de sinirlenir. “bunu bir hafta önce söyleseydin neden bizi yordun” serzenişinde bulunur.

Gandi ise “ben de şekeri seviyorum. kendim şeker yerken bırakmasını öğütleyemezdim. ben de bir haftadır şekeri bıraktım” der.

9)Boş Kayık

Bir keşiş manastırdan uzakta kendi başına meditasyon yapmaya karar verir. Kayığa atlayarak gölün ortasına demir atar ve gözlerini kapatıp meditasyonuna başlar. Birkaç saat sonra başka bir kayığın kendi kayığına çarptığını hissederek, içinde oluşan öfkeyle gözlerini açar.

Meditasyonunu yarıda kesmeye cesaret eden kişiye patlamaya hazır bir şekilde gözlerini açarken çarpan kayığın boş olduğunu görür. Büyük ihtimalle başıboş olduğu için gölün ortasına sürüklenen bir kayıktır. İşte o anda keşiş benliğinin farkına vararak kurtulur. Öfke kendi içindedir, sadece dışarıdan bir etki onu açığa çıkarır.

O andan sonra, ne zaman biri onu öfkelendirse kendisine “diğer insan sadece boş bir kayıktır.” diye hatırlatır.

10)Geri Bildirim

Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Ve onu ”renklerin ustası” anlamına gelen ranga çeleri olarak tanısa da kısaca ranga guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş. Ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş.

Ranga Guru: ”sen artık ressam sayılırsın raciçi. artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki.

Alıp resmi götürmüş Ranga Guru’ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru’ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış; fırçalar da boyalar da kullanılmamış. çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.

Ranga Guru ise; ”sevgili Raciçi; sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi. Sevgili Raciçi; mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğini karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma!” demiş.

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.