Hayatta Kontrol Edebileceğimiz 12 Konu

Pinterest’te gezerken “hayatta kontrol edebileceğimiz şeyler” ile ilgili bir İngilizce görsele denk geldim.(yazımın en altına ekledim) Zaman zaman her şey kontrolümüz dışında gözüküyor. Kurban rolüne bürünüyoruz, sıkışmış hissediyoruz. 

Hayatta neleri kontrol edemiyoruz? Hava durumu, başkalarının davranışları ve duyguları, doğa olayları vs. 

Temelde aşağıda yazacağım maddelerden çok daha fazla konu kontrolümüz altında; ama seçim yaptığımızın ne kadar farkındayız? Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında bir cümle geçer;

Bir insan içtenlikle ve dürüstçe “bugün böyle olmamın nedeni dün yaptığım seçimlerdir” demedikçe “başka yol seçiyorum” da diyemez.

Sırf bu cümle sebebiyle bile neleri kontrol edebildiğimizi fark etmek çok değerli. Sadece fark etmek bizi bir yere götürür mü? Bence yine kişisel bir durum. Ama ilk adımı atmak için önemli.

Bazen kontrol delisi olduğumuzu düşünürüz, peki bu deliliği pozitif bir yönde kullanmak mümkün mü?

Hayatta Kontrol Edebileceğimiz Konular

Eforumuz

Sabah uyandığımızda günlük olarak bir enerjimiz var ve tüm gün aslında bu enerjiyi yönetiyoruz. Telefon metaforunu kullanırsak, eğer telefonun parlaklığını sonuna kadar açıp video çekimi yaparsanız ya da oyun oynarsanız; telefon ısınıp şarjı hızlıca tükenmeye başlıyor. Eforumuzu ne için, ne şiddette harcayacağımız, enerjimizi nasıl yönettiğimiz tamamen bizim tasarrufumuz.

Geçmişe takılıp değiştirilemeyecek konular için enerjimizi tüketiyor muyuz? An’a yöneltip potansiyelimizi yansıtabiliyor muyuz? 

Kişisel Algılamak

Dört Anlaşma kitabında da yer alan anlaşmalardan biri kişisel algılamamak. Bir iş arkadaşınızın suratı asıldığında, bir müşteri aldığı hizmete dair çıkıştığında konuyu kişiselleştirip hırpalanmak mümkün. Muhtemelen egomuz kendimizi çok önemsiyor. Ama herkesin kendi hayat telaşı, sorunları, odakları var. Biz çok çok az insanın zihninde uzun süreli yer kaplayabiliriz. Konuyu kişiselleştirmek bize yardım etmiyorsa bunu fark edip soğukkanlı olmak kontrolümüzde.  

İnandığımız Konular

İnanç deyince insanın aklına ilk etapta dini olgular gelebilir. Ama hayatın her evresinde bir inanç bizi güçlendirir ya da dibe çeker. 

  • Yapamam
  • Çok zor
  • Bunu başarmak imkansız
  • Para insanı bozar
  • Artık çok geç

gibi inançları seçmek ya da tam tersini pratik etmek bizim elimizde. Bence inanç denen olgu çok yerleşmiş ve kalıplaşmış bir konu. Dolayısıyla değiştirmek bir anda olmayabilir; ama mümkün.(inanıyorum:) )

Önceliklerimiz

Hayatta kontrol edebileceğimiz şeylerden biri de önceliklerimiz. Bununla ilgili sanırım ayrı bir yazı yazmak istiyorum, o yüzden çok uzatmayacağım. Bir vizyonumuz var mı? Önceliklerimiz bu vizyona hizmet ediyor mu? Zaman en değerli hediye ise bunu hangi öncelikler için harcamayı seçiyoruz?

Ne Kadar Nazik Olduğumuz

“Hayatımızı başımıza gelenler değil, onlara verdiğimiz tepkiler belirler.” 

Nezaketin bir seçim olduğunu unutabiliriz. Yaşadığımız ülke, toplum, karşımızdaki kişilerin davranışları bizi o “nezaket” çizgisinden çıkmak için  zorlayabiliyor. Ama nezaketi seçmek, öfkelenmemeyi seçmek, hayatı hem kendimiz hem de başkaları için kolaylaştırmak, huzuru çağırmak bizim elimizde.

Yediklerimiz

Sanki bazen içimize bir şeytan giriyor, bizi abuk sabuk şeyler yemeye itiyor ve sonra da pişmanlık duygusu yaratıyor. “Açken sen sen değilsin” mottosundaki gibi. Halbuki açken de ben benim. Kendimi tanıyıp belki de o denli aç kalmamak ya da planlamak benim elimde. 

Bir bahaneye sığınmadan “yediklerimi ben seçiyorum” demek, kontrolü ele almak çok daha güçlü bir tutum. Ki sonrasında “sağlıklı şeyler yemeyi seçiyorum” da diyebilelim. 

Ne Hakkında Konuştuğumuz

Bunu iki yönlü düşündüm. Birincisi “dedikodu”. Bazen dedikodu yapar pişman oluruz, yoldan çıktığımızı düşünürüz. Bu noktada yoldan çıkmamak, dedikoduyu seçip seçmemek bizim elimizde. 

İkincisi de ilgi alanlarımız, hayatımızı kaplayan şeyler dilimize yansıyor. Sadece boş bir tv dizisi mi konuşuyoruz, bütün gün işi mi konuşuyoruz, hayatın olumsuzluklarını mı konuşuyoruz? 

Yoksa başarılarımızı, takdir ettiğimiz şeyleri, sevgi duyduğumuz şeyleri, güzellikleri mi konuşuyoruz? 

Sözler gerçekten de büyü gibi.(yine Dört Anlaşma kitabı) Hayatta kontrol edebileceğimiz konularda beni en çok vuranlardan biri de bu madde oldu. Dilimi iyi ya da kötü değiştirirsem günümün bende yarattığı etki tamamen değişir gibi hissediyorum. 

Ne Hakkında Düşündüğümüz

“Düşüncelerine dikkat et sözlerin olur.
Sözlerine dikkat et, davranışların olur.
Davranışlarına dikkat et, alışkanlıkların olur. 
Alışkanlıklarına dikkat et, kaderin olur.”

Yukarıdaki madde ile bağlantılı şekilde bence net olarak hayatı değiştirebilecek şeylerden biri ne hakkında düşüntüğümüz. Peki düşünceler zihnimize kendiliğinden mi akıyor? Yoksa onları kontrol etmemiz mümkün mü? 

Elbette ki gün içinde binlerce şey düşünüyoruz ve bu konu bizim karar mekanizmamızın dışında ilerliyor. Ama meditasyon yaparken de bol bol pratik yapma imkanı bulduğumuz konulardan biri düşüncelere “tanıklık” etmek, onların farkında olmak; ama kapılıp gitmemek bizim elimizde. 

Hangi düşünceyi yücelteceğimiz de yine hayatta kontrol edebileceğimiz şeylerden biri. Ne konuştuğumuzla paralel şekilde “günü nasıl güzelleştirebileceğimizi düşünmek, enerjimizi nasıl olumlu kullanabileceğimizi düşünmek, kendimize zor bir anda nasıl destek olacağımızı düşünmek, şefkat gösterebileceğimizi düşünmek, hayatımızın iyi yanlarını, kendimizin ailemizin iyi yanlarını düşünmek” hepsi bizim elimizde. 

Ne Kadar Açık Fikirli Olduğumuz

Bu aslında yazıyı yazarken kafamda tam canlandıramadığım maddelerden biriydi. Ama ne kadar açık fikirli olduğumuz, yeniliklere ve değişime ne kadar elverişli olduğumuz da başkasının bize dayatabileceği konulardan biri değil. 

Ne kadar direnç gösteriyoruz, kendimizi ne kadar limitliyoruz, ne kadar kalıplara sokuyoruz? Bunu yapmamayı seçebilir miyiz?

Mutluluğumuz

Mutluluk çok kavramsal bir konu. Onu bir takım koşullara bağlamak ve “şu kadar param olursa mutlu olacağım”, “pandemi biterse mutlu olacağım”, “kendi işimi yaparsam mutlu olacağım”, “evlenirsem mutlu olacağım” demek de olanı biteni kabul edip şu an mutlu, neşeli bir ruh halini seçmek de bizim kontrolümüzde. 

İnsanın yer yer yas halleri olabilir, hayatta talihsizliklerle karşılaşabilir. Dolayısıyla sonsuz ve daimi bir mutluluk mümkün değil bence. Ama dramatize etmemek, mutluluğa talipli olmak da bir seçim. 

Eskiden “melankoli” sevdiğimi düşünürdüm mesela. Bazı dertlerimi sakız gibi uzatırdım, sündürürdüm. Şu an buna enerjimin kalmadığını hissediyorum.

Hayatı Ne Kadar Ciddiye Aldığımız

Bu da ilginç konulardan biri. Uzay, kainat vs. videoları izlediyseniz sizin de başınıza gelmiş olabilir; gezegen, kainat, yıldızlar her şey o kadar büyük ve sonsuz gelir ki bir anda kendimizi toz tanesi gibi hissederiz. Milyarlarca yıldır dönen bir Dünya’da çok kısa bir zaman dilimi yaşıyoruz. 3 hafta sonra tamamen unutacağımız olayları uzun uzun düşünmek, uykularımızı kaçırmak ya da “dünyanın sonu değil, en kötü ne olabilir?” Demek bizim elimizde.

Kimlerle Takıldığımız

Yaşamımıza kimleri aldığımız, kimlere mesafe koyduğumuz yine hayatta kontrol edebileceğimiz şeylerden biri. Enerji kemirgenlerine mi yer veriyoruz, bizi tüketen kişilerle mi görüşüyoruz? Yoksa modumuzu yükselten, bize iyi gelen, destekleyen, olduğumuz gibi kabul eden, katkı sağlayan insanlarla mı görüşüyoruz?

***

Evet maddeler burada son buldu. Seçimlerimizin bizim kontrolümüzde olduğunu fark edersek bahane bulmadan, suçlamadan gücü ve sorumluluğu üstlenmek daha kolaylaşacaktır. Belki içlerinden bir iki tanesini seçip minik aksiyonlar planlamak mümkün. 

Hayatta Kontrol Edebileceğimiz 10 Konu
Hayatta Kontrol Edebileceğimiz 10 Konu

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.