Don Miguel Ruiz‘in yazdığı meşhur bir kişisel gelişim kitabıdır; Dört Anlaşma. Ben okuyalı iki seneden fazla oldu, ama bahsi geçen dört temel prensip telefon notlarımda duruyor.
Yazımda Dört Anlaşma kitabında geçen prensipleri sonuncu maddeden itibaren ele alacağım;
Yazı İçeriği
Yapabildiğinin En İyisini Yap
“Daima yapabildiğinin en iyisini yap” sanırım hayatım boyunca elimden gelenin en iyisini yapmış olsaydım pişmanlık oranım büyük ölçüde azalırdı. İnsan denen varlık potansiyelini kullanma konusunda çok üşengeç ve uyuşuk. Hele de iş hayatında öyle şeyler devreye giriyor ki “çok çalışırsam her işi bana verirler, kullanırlar” gibi zihni sinir düşünceler beynini kemiriyor. Potansiyelini sergilemek istemiyorsun. Halbuki yeteri kadar zekan varsa doğru stratejiler geliştirirsin, elinden gelenin en iyisini yapmak uzun vadede sana sadece fayda sağlar, zarar vermez. Bir de tabii Dört Anlaşma‘da bahsi geçiyordu “en iyi” kavramı değişkenlik gösterir. Yani ağır bir grip geçiriyorken ya da bir yakının vefat etmişken işkolik gibi çalışamazsın. O an elinden gelen neyse onun en iyisini yap. mükemmel olmana gerek yok.
Varsayımda Bulunma
“Varsayımda bulunma” bu son günlerde benim için çok önemli bir madde. Gün içerisinde aklımdan geçen olumsuz düşüncelere sayaç taktım. Bakıyorum çoğunda abuk sabuk gerçekçilikten uzak varsayımlar. Sürekli birileriyle ya da olaylarla ya da gelecekle ilgili varsayımlarda bulunuyorum. Bulunuyormuşum yani… İnsan fark etmeden yapıyor. Bir bilimsel ispatla uğraşmıyorsanız, işinizin gereği değilse hayatınıza ve bilhassa da insanlara dair boş boş varsayımlarda bulunmayın. Ne kadar gerçekçi gözükürse gözüksün. Dünyanın en gereksiz şeyi.
Hiçbir Şeyi Kişisel Algılama
“Hiçbir şeyi kişisel algılama” bu da kendimizi haddinden fazla önemsemekle ve gene kafada kurup durmakla ilgili bir sorun. Kişilerin suratının asıklığı, kötü davranışları, nankörlükleri, şuyu buyu sizinle ilgili değil. Her şeyi kişiselleştirmeyin. İnsanların zihninden geçenleri ya da gün içerisinde neyle boğuştuklarını ya da karakterlerini çözümlemek mümkün değil. sizinle ilgili olduğunu düşündüğünüz pek çok şey sizinle zerre ilgili olmayabilir.
Sözcükleri Özenle Seç
“sözcüklerini özenle seç” bu da geçmişteki pişmanlıkları hayli azaltacak maddelerden biri. Kitapta sözcüklerden “büyü” olarak bahsediliyor. Kelime öğrenebilen ya da kendi arasında iletişim kuran hayvanlar olsa da sözcükleri bizim gibi kullanan bir varlık yok. Ağızdan çıkan kelimenin özenle seçilmesi, yalın olması gerekli. sadece sözleriyle toplumlara yön verenleri düşünürsek sözcüklerin nasıl bir büyü olduğunu idrak etmek kolaylaşıyor. dolayısıyla ağzındaki sihri doğru kullanmak önemli…
Özetle, bu dört prensibi uygulayarak hayatınızı kolaylaştırabilirsiniz, kitap oldukça ince ve akıcı. Umarım okuyup hayata geçirebilirsiniz. 🙂
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.
15 Replies to “Dört Anlaşma”