Siddharta Kitabı ve Buda Sözleri

Bu Pazar Siddharta kitabından bazı altı çizili cümleleri aktaracaktım; fakat kitap Buda’nın(Buddha) yaşantısı ile de doğrudan bağlantılı olduğu için parade.com ve Goodreads.com sitelerindeki Buddha’ya atfedilen bazı sözleri de çevirmek istedim. Tabii M.Ö. 563 yılında dünyaya gelen bir kişinin sözleri için kesinlik belirtmek ne kadar mümkün bilmiyorum, ama söyleyenden bağımsız olarak ilgimi çeken cümlelere yer verdim. 🙂  Buda sözleri ve Siddharta kitabı ile ilgili içeriğe geçmeden önce şu alıntıyı paylaşmak isterim;

“Yalnız bilge biri söylediği için asla söylenene inanmayın. Yalnız insanların geneli tarafından inanıldığı için asla bir şeye inanmayın. Yalnız eski kitaplarda yazıyor diye bir şeye inanmayın. Yalnız kutsal bir varlık tarafından söylendiği iddia ediliyor diye hiçbir şeye inanmayın. Ve asla, bir başkası inanıyor diye bir şeye inanmayın. Sadece, sizin aklınızla denetlediğiniz ve doğru olduğuna inandığınız şeye inanın….. Kendi kurtuluşunuz için çabalayın ve başkalarına bağlı kalmayın.

Siddharta Kitabı

Siddhartha, Nobel Edebiyat ödüllü Hermann Hesse eseri. Tam da yeni bir ülkeye taşındıktan sonra okudum ve bazı hüzünlü anlarımda satırlar bana ağır geldi. Bu sebeple de altını çizdiğim cümleleri bir türlü Blog’a aktaramamıştım. Bakalım arayışın her zerresini hissettiren bu romandaki satırlar size nasıl gelecek? Tabii ki önerim her zamanki gibi, kitabı edinip tamamını okumanız ve kitaplığınızda yer vermeniz.

Buda Hakkında Ön Bilgi:

Buda’nın tanrı değil, insan olduğunu akılda tutmak gerekir. Buda’ya tanrı olup olmadığı sorulduğunda o sadece “uyanmış” olduğunu söylemekle yetinmiştir. Buda “uyanık olan” anlamına gelmektedir.(uyanık Türkçe’de farklı anlamda da kullanıldığı için “aydınlanmış” gibi çevirebiliriz sanırım) Buda bir prens olarak dünyaya gelmiş; ama 29 yaşındayken rahat evini yurdunu bırakıp özellikle de hastalığın, yaşlılığın ve ölümün getirdiği ıstırabın nasıl önlenebileceğini bulmak için yollara düşmüştür. Altı yıl sonra bir ağacın altında meditasyon yaparken aniden “aydınlanmış” ıstırabı nasıl kendi zihinlerimizde oluşturduğumuzu ve bunu nasıl yok edebileceğimizi görmüştür. Hayatının geri kalan 45 yılını da insanlara bunu öğreterek geçirmiştir.

Satırlar yakın zamanda Blog’a aktaracağım “Öz Şefkatli Farkındalık” kitabından. Tesadüfen Siddharta’dan sonra kitapta bu satırlara denk gelmek güzel oldu. Bazen bilinçli ya da bilinçsiz olarak seçtiğim kitaplar birbirini tamamlıyor. Siddharta kitabında Buddha’yı simgeleyen kişi Siddharta isimli ana karakter. Buddha ile aynı şekilde zenginlik içindeki yaşamını bırakıp arayışa geçiyor. Kitapta Buddha ve Siddharta karşılaşması da var, sonuç itibariyle Buda’nın yaşamından esinlenilen bir kurgu kitap zaten.

Siddharta Kitabı Altı Çizili Cümleler

Duygunun Kaynağına İnmek

Buddha’yı kusursuz kişiyi bırakıp, dostu Govinda’yı geride bırakıp koruluktan ayrılan Siddharta o zamana kadarki kendi yaşamını da koruda bıraktığını ve bu yaşamın kendisinden koptuğunu hissetti. İçini tümüyle dolduran bu duygunun üzerinde düşündü, ağır ağır yürüyüp giderken. Derin derin düşündü bu duygunun ta dibine, nedenlerin bulunduğu yere kadar indi, çünkü düşünmek nedenleri bilip tanımak demekti. Ancak bu yolla duygular bilgilere dönüşür ve yitip gitmeyerek bir varlık kazanır, içlerindeki özü ışıyarak çevrelerine yansıtırdı.

Kendinden Kaçanlar

Ve dünyada kendim kadar az bildiğim başka hiçbir şey yok. Kendi hakkımda hiçbir şey bilmeyişim, kendimin bana böylesine yabancı, böylesine bilinmez kalışı bir nedenden, bir tek nedenden kaynaklanıyor: Kendimden korkuyordum çünkü, kendimden kaçıyordum! Atman’ı arıyor, Brahman’ı arıyordum; Ben’imi parçalara ayırmak, kabuklarından birer birer soyup almak, bilinmedik özünde tüm kabukların çekirdeğini, Atman’ı, yaşamı, Tanrısal’ı o en son nesneyi ele geçirmek istiyordum. Ama bunu yaparken kendimden oldum.

Sistemin İçinde Kaybolan İnsanlık

Bütün bu insanlarla konuşmanın, onlarla bir arada yaşamanın, onlardan bir şeyler öğrenmenin ne kadar kolay üstesinden gelirse gelsin, arada kendisini onlardan ayıran bir şey bulunduğunun açık seçik farkındaydı. Çalışıp didindiğini görüyordu onların; karşılığında ödedikleri ücrete hiç de değmeyecek nesneler uğruna, para pul, küçük hazlar, küçük payeler uğrunda acı çektiklerini, saçlarını ağarttıklarını görüyor, birbirlerine veriştirip hakaretler yağdırdıklarını, bir Samana’nın gülüp geçtiği ıstıraplardan dolayı ah vah ettiklerini, bir Samana’nın hiç duyumsamadığı yokluk ve yoksunluklardan etkilendiklerini görüyordu.

Sistemin İçinde Kaybolan Siddharta

Yorgunluk bir tül, ince bir sis gibi yavaş yavaş üzerine çöküyordu Siddharta’nın, günden güne biraz daha yoğunlaşıyor, aydan aya biraz daha bulanık, yıldan yıla biraz daha ağır oluyordu. Yeni bir giysi zamanla nasıl eskirse, zamanla güzel rengini yitirir, üzerinde lekeler belirir, buruşup kırışır, etek uçları örselenir, kimi yerlerde tatsız püsküller oluşursa Siddharta’nın yaşamaya başladığı yeni yaşam da eskimiş, yıllar geçtikçe rengini ve parlaklığını yitirmiş, üzeri lekelenip buruşukluk ve kırışıklarla kaplanmıştı. Aslında henüz gizli saklı olmakla beraber sağda solda düş kırıklığı ve tiksinti, şimdiden başını uzatmış, bekliyordu. Ama Siddharta farkında değildi bunun. Fark ettiği tek şey vardı, eskiden içinde uyanıp kendisine en güzel günlerinde izleyeceği yolu gösteren aydınlık ve güvenilir sesin susmuş olmasıydı.

Duygu ve Düşüncelerin Ötesinde Özbenlik

Atman olduğunu, Brahman gibi aynı sonsuz tözden yaratıldığını çoktan biliyordu. Ne var ki bu özbeni gerçekten bulamamıştı bir türlü, çünkü onu düşüncelerin ağıyla yakalamaya çalışmıştı. Bedenin özben olmadığı, duyuların oyununun özben olmadığı nasıl kesinse düşünceler de, akıl da, öğrenilen bilgelikler de, bir düşünceden sonuçlar çıkarma ve yeni düşünceler üretme becerisi de özben değildi. Hayır, düşüncelerin dünyası da özben’in uzağındaydı, duyuların raslantı niteliği taşıyan Ben’ini öldürüp düşüncelerin ve bilgeliklerin raslantı niteliğindeki Ben’ini beslemek de hedefe götürmeyecekti. Her ikisi de, gerek düşünceler, gerek duygular hoş şeylerdi, en son anlam her ikisinin arkasında gizliydi, her ikisine de kulak vermek, her ikisiyle de oynamak gerekiyordu, ikisi de küçümsenmemeli ya da abartılmamalıydı; yapılacak şey, her ikisine de kulak verip Ben’in gizli seslerini yakalamaktı. Seslerin kendisinden istemediği hiçbir şeyin peşinden koşmayacak, seslerin kendisine salık vermediği hiçbir şeyle oyalanmayacaktı.

Kararlılık

Diyelim suya bir taş attın, en kısa yoldan suyun dibine iner. Kendine bir hedef belirledi, kafasına bir şey koydu mu Siddharta da farklı değildir. Taş nasıl suyun içinde yol alırsa, o da dünyadaki nesler içinden yol alıp gideri bir şey  yapmaksızın, kılını kıpırdatmaksızın, bir şey çekip götürür onu; düşecek oldu mu koyuverir kendini, düşer. Belirlediği hedef kendine çeker onu, çünkü hedefinden onu alıkoyacak hiçbir şeyin ruhundan içeri sızmasına izin vermez.

Aramak

“Sana ne söyleyebilirim ki, saygıdeğer kişi? Olsa olsa kendini aramaya fazla verdiğini mi? Aramaktan bulma fırsatını bir türlü yakalayamayacağını mı? Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez, bir türlü bulmayı beceremez, dışardan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü aklı fikri aradığı şeydedir hep, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak. Sen, ey saygıdeğer kişi, belki gerçekten arayan birisin, çünkü amacının peşinde koştuğundan hemen gözünün önündeki bazı şeyleri görmüyorsun.

Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez.

Siddharta Kitabı ve Buda Sözleri
Siddharta Kitabı ve Buda Sözleri

Buda Sözleri

  • Mutluluk kim olduğun ve nelere sahip olduğunla ilgili değil, o an ne düşündüğünle ilgilidir.
  • Tüm koşullar geçicidir. Kişi bunu bilgece fark ettiğinde, acı hissi uzaklaşır.
  • Susanları suçlarlar, çok konuşanları suçlarlar, ölçülü konuşanları suçlarlar. Dünyada ayıplanmayan yoktur.(⇒kısacası ne yaparsan yap yaranamadığın birileri olacak, başkalarına odaklanmadan kendin ol)
  • Ön tekerleği takip eden arka tekerlek gibi acı da kötü düşünceleri takip eder. Hayatımızı zihnimiz şekillendirir; düşündüğümüz şeye dönüşürüz. Neşe; iyi bir düşünceyi hiç ayrılmayan bir gölge gibi takip eder.
  • Sorunun çaresi varsa neden endişelenelim? Sorunun çaresi yoksa endişelenmek bir fayda sağlamaz.
  • Kelimelerin hem yok etme hem de iyileştirme gücü vardır. Sözler hem doğru hem de nazik olduğunda dünyamızı değiştirebilirler.
  • Yolda olmak, varmaktan daha iyidir.
  • Bir başkasını sevmeden önce kendini sevmelisin. Kendini olduğun gibi kabul edip sevdiğinde varlığınla başkalarını da mutlu edebilirsin.
  • Gönlünü iyilik yapmaya ada ve bunu sürekli tekrar et. Kalbin neşeyle dolacak.
  • Başımıza gelen her şey, kendi düşündüklerimizin, söylediklerimizin veya yaptıklarımızın sonucudur. Hayatlarımızdan yalnızca biz sorumluyuz.
  • Çocuğunu çok seven bir anne gibi dünyayı sev.
  • Zihni berrak, eylemleri nazik kılarak disiplinli bir şekilde Dharma ile uyum içinde meditasyon yaparsanız zafer içinde büyüyeceksiniz. Eğer ruhsal disiplinler yoluyla meditasyon yaparsanız kendinize su basma tehlikesi olmayan bir ada yaratabilirsiniz.(Dharma’yı tek kelime ya da cümle ile açıklamak zor aslında. İlgisi olanlar kavramın kendisine dair araştırmalar yapabilir. “Yaşamı oluşturan düzen ve koşullarla uyum içinde yaşamak” gibi özetleyebiliriz.)
  • Disipline olmuş zihin mutluluk getirir.
  • Acı çekmenin kökü bağlılıktır.
  • Sahip olduğun şey azsa bile paylaş.
  • Öfkeyi sakinlikle, kötülüğü iyilikle, alçaklığı cömertlikle, sahtekarlığı dürüstlükle yen.
  • Nefret hiçbir zaman nefretle yatıştırılmaz. Nefreti, yalnızca sükunet yatıştırır. Bu ebedi bir kanundur.
  • “Benim” duygusu olmadan, deneyimlere bağlanmadan yaşayın.
  • Hayattaki iniş çıkışları görerek 1 gün yaşamak, bunu hiç görmeden yüz yıllarca yaşamaktan iyidir.
  • Bugün yapılması gerekeni istekle yapın. Kim bilir? Yarın ölüm gelebilir.
  • Dünya ölüm ve çürümenin pençesindedir. Ama dünyanın doğasını anlayabilen bilgeler üzülmez.
  • Huzuru elde etmek için kendinizi kararlıkla eğitin.
  • Hızla akan bir nehre girip akıntıya kapılan biri, diğerlerinin karşıya geçmesine nasıl yardım edebilir?
  • Kendi kendini kontrol etmeyi öğrenirsen bulması çok zor bir üstat/öğretmen elde edersin.
  • Bütün kötülükler akıldan kaynaklanır. Akıl dönüşürse kötülük kalır mı?
  • Büyük nehirler sessiz, küçük kanallardan akan nehirler ise gürültülüdür. Dolu olmayan ses çıkarır, dolu olan sessizdir.
  • Bedeninizi eylemde, dilinizi sözde, zihninizi düşüncede eğitin. Bu eğitim sizi kederin dışına taşır.
  • Lotus yaprağındaki su damlacığı nasıl orda kalmazsa, bilge kişi de görülene, duyulana veya hissedilene bağlı kalmaz.
  • Senin işin yapman gereken şeyi keşfetmek ve tüm kalbinle kendini ona vermektir.(her insanın “kendi en iyisini” ortaya koyabileceği uğraşlar ve bunu yapmak için potansiyeli vardır. O alana yönelmek için cesaretlendiren bir söz)
  • Yolun kendisine dönüşmezsen yolda ilerleyemezsin.
  • Geçmişte yaşamayın, geleceği hayal etmeyin. Zihninizi şimdiye odaklayın.
  • Tek bir çiçeğin mucizesini net bir şekilde anlayabilseydik dünyamız değişirdi.
  • Hayattaki tek gerçek başarısızlık en iyi bildiğine sadık olmamaktır.
  • Var olmanın tüm sırrı korkmamaktır. Sana ne olacağından asla korkma.
  • Yapmaya değer bir şey varsa tüm kalbini vererek yap.
  • Başkalarının kusurlarını görmek kolay, ama kendi kusurlarını görmek zordur. İnsan başkalarının kusurlarını rüzgarda savrulan saman gibi gösterir, ama kendi kusurlarını kurnaz bir kumarbazın zarını gizlediği gibi gizler.
  • Kendine karşı zafer kazandığında tanrılar bile bunu yenilgiye çeviremez.
  • İçi boş binlerce sözden daha hayırlı olan şey barış/huzur getiren tek bir sözdür.
  • Ne düşünürsek ona dönüşürüz.
  • En iyi armağan sağlıktır, en büyük zenginlik memnuniyet duymaktır, en iyi akraba güvendir, en büyük nirvana neşedir.
  • Hiçbir şey size savunmasız düşünceleriniz kadar zarar vermez.
  • Hiçbir şey değişmeden kalmaz.
  • Bir an bir günü değiştirebilir, bir gün bir hayatı değiştirebilir ve bir hayat dünyayı değiştirebilir.
  • İnanç ve dua görünmezdir, ancak imkansız şeyleri mümkün kılar.
  • Mutluluğun yolu şudur: Kalbini nefretten, aklını endişeden uzak tut. Basit yaşa, çok şey ver. Hayatını sevgiyle doldur. Sana nasıl davranılmasını istiyorsan öyle davran.
  • Karmaşık olan her şeyde kaos vardır. Farkındalıkla çabala.
  • Saflık ve pislik kişinin kendisine bağlıdır. Hiç kimse bir başkasını arındıramaz.
  • Kötülük yapmayı bırakmak, iyiliği geliştirmek, kalbi arındırmak: Buddha öğretisi budur.
  • Sağlam bir kaya nasıl ki fırtınadan sarsılmıyorsa bilge bir kişi de öfke ve yergiyle sarsılmaz.
  • Sana ait olmayan ne varsa bırak. Bırakman uzun vadede senin mutluluğun ve yararına olacaktır.
  • Başlama niteliğine sahip olan her şey bitme niteliğine de sahiptir.
  • Vermenin gücü hakkında bildiklerimi bilseydin tek bir öğünü bile paylaşmadan geçmezdin.

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

5 Replies to “Siddharta Kitabı ve Buda Sözleri”

  1. Buda son zamanlarda en çok ilgimi çeken kişilerden olmuştur. Farkındalığı ile adeta kendine hayran bırakıyor. Bu durum insanoğlunun ruhsal alemine kör olmasından olsa gerek ki iyi ve güzeli anlatan ne varsa bilgiyi araştırıp içselleştirmek yerine ona tapınmayı seçiyor. Ben kendi adıma çok keyif ve taze bilgiler edindim. Emeğinize sağlık. Sevgiyle
    Tuğba….

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.