Kitap Önerileri 2021 yazısında bu yıl okuduğum ve Storytel’den dinlediğim kitap içeriklerine yer veriyorum. Biraz tesadüf biraz da merakım sebebiyle felsefi eserlere adım atmış bulundum.:) Sokrates’in Savunması kitabından sonra Epiktetos – Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabı karşıma çıktı. Normalde yaklaşık bir saatlik bir kitap; ama delicesine notlar alıp, bazı kısımları tekrar tekrar dinledim.
Önerim yazıyla yetinmeyip mutlaka ya Storytel üzerinden kitabı dinlemeniz ya da baskısını edinmeniz. Kendisinin Efendisi Olmayan Kimse Özgür Değildir kitabı tam anlamıyla bir başucu eseri.
Aslında Epiktetos yazılı bir eser bırakmamış; ama kitap Epiktetos sözlerinden bir derlemeyi içeriyor. Haliyle stoacılık nedir, stoacılık üzerine kitaplar, filozoflar da ilgimi çekti. Bu gibi merak uyandıran, araştırmaya iten, bilgi seviyesini yükselten eserleri çok seviyorum.
Kendisinin Efendisi Olmayan Kimse Özgür Değildir kitabı hayata dair anlaşılır bir yaklaşım ortaya koymuş. Stoacılık özünde ne kadar kader algısı barındırıyor bilmiyorum; ama Epiktetos anlatımlarında da tıpkı Halil Cibran Ermiş kitabında olduğu gibi tasavvuf, tevekkül gibi kelimeler akla geliyor. İnançtan bağımsız olarak satır aralarında insanı aydınlatan, mentorluk eden cümleler barındırıyor.
Epiktetos – Altı Çizili Cümleler
Epiktetos Ölüm ve Hayat Kavramları
“Bırakmak demek her şeyi bırakmak demektir. ‘Bir şeyi kaybettim’ demeyin, ‘bir şeyi geri verdim’ deyin.“ Epiktetos “sahip olmama, ait olmama” yaklaşımından sık sık söz ediyor.
Hayata misafir olarak geldiğimizi kabul edip, canlı cansız hiçbir şeyi histerik şekilde sahiplenmemek insanı özgürleştirecek bir olgu.
♦Kitapta geçen bu Epiktetos cümleleri bana Doğunun Limanları kitabında geçen intihar pasajını hatırlattı. “Çocuklardan daha fazla korkma. Tıpkı onlar gibi oyundan sıkıldığında daha fazla oynamayağım de ve çık git. Ama oyuna devam etmek istiyorsan ağlama.”
♦”Ölüm de bütünün bir parçasıdır. Sen cansız bir bedeni yüklenmiş bir ruhtan başkası değilsin.”
♦“Şanslı olan hayat bir sel gibidir. İnişleri, çıkışları, çamuru, çağlayan bir sesi vardır ve hep akıştadır.” Sokrates “sınavdan geçmeden bir hayat yaşamamanız gerektiğini söyler.”
♦“Güneşten aydan yıldızdan yeryüzünden ve denizden daha güzel bir şey var mı? Güneşe ve aya veda etme zamanı geldiğinde de oturup çocuklar gibi ağlayacak mısın? Güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır ne çaresiz.” Kısmı en bilindik Epiktetos cümlelerinden.
♦Kendine sevdiğin kişinin ölümlü olduğunu, sevdiğin şeylerin sana ait olmadıklarını hatırlat. Bir yaprağın kuruyup düşmesi kötüye alamet değildir. Yeşil bir incir elbette kuruyacaktır. Bütün bunlar bir halden sadece başka bir hale geçmektir. Yıkım değil, sadece dünyanın düzenidir. Ölüm dediğin şimdi var olandan, şimdi var olmayana değişimdir. Var olmaktan var olmamaya değil. Var olmaya devam edeceksin, ama başka bir halde. Dünyanın sana nasıl ihtiyacı varsa öyle. Zira sen seçtiğin bir an’da da doğmadın zaten. Dünyanın sana ihtiyacı olduğu zamanda doğdun. İnsan yerküreye, var oluşa, dünyanın devrine hizmet eden bir varlıktır. Önemli olan burda olduğu zamanlarda üzerine düşeni yapmaktır. Erdemli bir ruh sonsuz bir kaynak gibidir.
♦Nasıl ki 1 saatlik zaman dilimi, 1 günün parçasıysa ben de bütünün parçasıyım.

Epiktetos – Yargılamak
Kitapta Epiktetos cümleleri dışında William Faulkner’ın “Başınıza gelen başınıza geldiğini düşündüğünüz şey değildir.” Cümlesine de tutuldum. Özellikle bizi sarsan bir olay yaşadığımızda tek boyutlu görebiliyoruz. Geçmiş yıllarda kendisine araba çarptığı için uzun süre yoğun bakımda kalan bir yoga eğitmenim olmuştu.(Zeyneb Uras) En son instagram postlarından birinde şuna benzer bir cümlesi vardı, “belki delirdiğimi düşüneceksiniz; ama iyi ki olmuş diyorum.”
Biz de yaşamıyor muyuz bunu? Yüzeyde çok kötü ya da bazen iyi gelen olaylar üzerinden zaman geçtikten sonra çok farklı bir boyut kazanabiliyor. Fark edebilmek için demlenmek gerektiğini düşünüyorum.
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir kitabında da Epiktetos “olayları hemen değerlendirme, yargılama, düşünmeden kanıya varma” yaklaşımıyla konuya eğiliyor.
“Birinin sana yanlış yaptığını düşündüğün şeylere hemen karar verme. Önce onu neden öyle yaptığını anlamaya çalış” düsturu mevcut.
Epiktetos – Öfke
♦Eğer bir kez öfkelendiyseniz içinizde artık kötülük olduğundan emin olabilirsiniz. Çünkü o huyu körüklediniz, ateşini harladınız. Kendinizi aslında kendi düşüncenizin sinirlendirdiğinin farkına varın. Düşüncelerinizin sizi alıp sürüklemesine izin vermeyin. Tepkilerinizi yavaşlatmayı ve geciktirmeyi bir kez öğrenirseniz bu alışkanlık haline gelir ve hep öyle yaparsınız. Huylar ve davranışlar yaptıklarımızla desteklenir.
♦Ve kitapta şu Epiktetos cümlesine yer veriliyor; Eğer öfkeye alışmak istemiyorsanız bu huyu körüklemeyin. Önce sessiz kalın ve sinirlenmediğiniz günleri sayın.
♦“Benim neyim eksik” diye soruyorsun, zihninin kararlılığı, doğanın sana verdiği sakinlik.
♦”Bir insanı koşullar oluşturmaz, koşullar sadece onun kim olduğunu ortaya koyar.” Epiktetos ile benzer şekilde pek çok düşünür olaylar ya da kişilerin değil onlara verdiğimiz tepkilerin bizim hayatımızdaki rolünden bahseder.
♦Epiktetos “mutsuz birini görürseniz mutsuzluğunun sebebinin yine kendisi olduğunu hatırlatın” cümlesini de kullanıyor.
Epiktetos – Arkadaşlık
♦ “Sizin ruhunuzu aydınlatacak insanlarla arkadaşlık edin. Başkalarının görüşleri, sıkıntıları bulaşıcı olabilir. Onların üretken olmayan olumsuz bakış açılarını kabullenerek kendinize kötülük yapmayın.”
♦İnsanlar senin hakkında iyi şeyler söylesin istiyorsan onlar hakkında iyi şeyler söyle. Onlar hakkında iyi konuşmayı öğrendikten sonra onlara iyilik yapmayı öğren.
♦Bir kömür parçası yananların yanına konduğunda onlarla birlikte yanacaktır. İşte böyle bir tehlike varken insanın kiminle omuz omuza olacağı çok önemlidir.
♦Koronun içinde kaybolacağına kendi başına yürümeye çalış. Uzun uzun düşün, etrafına bak, harekete geç ve kim olduğunu keşfet. Ben kendimin efendisiyim ve ne olduğuma ancak kendim karar veriririm.
Epiktetos – Gelişim
♦“Fikrim değişmez” kadar tehlikeli bir laf olamaz. Deliler de kendi sanrılarına inanırlar. Ama ne kadar çok inanırlarsa tedaviye de o kadar çok ihtiyaç duyarlar. Bir konuya başka açılardan bakmak, susmak, dinlemek, anlamaya çalışmak, gözlemlemek temel davranış şekilleri olmalıdır. Anlamayan, anlamaya çalışmayan kişi olmayın.
♦Bir insan felsefenin peşine düşecekse yapması gereken ilk şey fikirlerini bir kenara bırakmaktır. Her şeyi bilen bir adamın bir şey öğrenmesi imkansızdır.
♦Eğer sahip olduğunuzdan daha güçlü bir karakteri oynarsanız, aslında hem zayıf düşmüş hem de gerçekten güçlü olanı ihmal etmiş olursunuz. İnsan önce içe dönmeli, düşünmeli, kendini kişiliğini güçlendirmeli.
♦Gönlünle dinle, gerçekten merak et, gözünü aç ve öğren. Öğren ki sen de içindeki o derin kişiliği ortaya çıkartabilesin.
♦İnsan ne “oldum” demeli, ne de pes etmelidir.
♦Seçimini düşünmeden yaptığında bir müddet sonra tutkunun ateşi de sönecektir. Önce ne yapmak istediğini düşün, sonra da kendi doğanın neyi yapabileceğini. Güreşmek mi istiyorsun? Omuzlarına bak. Her insan aynı yaratılmamıştır. Böyle yiyip içmeye, öfkeye kapılmaya devam ederken bir filozof olabilir misin? Hayır. Seyretmelisin, çalışmalısın, bazı arzularını bastırmalısın, seni sevenler tarafından sevilmemeye, tanıştıkların tarafından alay edilmemeye hazır olmalısın. Bütün bunları dikkatle değerlendir ve hala istiyorsan elini uzat. Eylemin sonuçlarıyla ilgili çok büyük beklentilere kapılmamalısın.
***
Yine kitaptan altı çizili bazı Epiktetos cümleleri;
♦“Bedene sadece ihtiyacı olanı verin. Ve bunun dışındaki her lüksü reddedin.”
♦“Kendine gülebilecek insan, gülebilecek pek çok şey bulabilir.”
♦“Zaferi kazanman için yeteri kadar ter dökmen gerekir.”
♦“Kendi değerinin ne olduğunu, kendine ne değer biçeceğini yine kendin bilirsin.”
♦“Cahil bir insan bir yanlış yaptığında başkalarını, az çok eğitimli biri kendini, tamamen eğitimli biri ise ne kendini ne de başkalarını suçlar.”
♦Varlık çok şey sahibi olmak değil az şey istemektir. Zengin olan kim midir? Mutlu olandır.
♦“Bir ağacı daha hızlı büyümeye zorlayamayız.” Bütün güzel şeyler yavaş büyür bir üzüm tanesi de, bir incir de. Bana bir incir istediğini söylersen “zamanı var bekle” diye cevap veririm. Ağacın önce çiçekleri açacak, sonra meyveye duracak sonra da meyve olgunlaşacak. Zamanın kendine göre bir akışı vardır ve biz bir şeyler yapıyoruz zannederken bile ona tabiyizdir. Tohum mevsiminden önce gelişirse don olur, bütün emekler yok olur.
♦Sana nereli olduğun sorulduğunda asla bir memleket adı söyleme, dünyanın bir insanı olduğunu unutma.
♦Nereye gittiğini bilen insana dünya yol verir. Seçim seninse özgürsündür.
♦Kurallara göre yaşamalı, doğru yiyip içmeli, kötü şeylerden uzak durmalı, her daim egzersiz yapmalı, suyunu ya da şarabını soğuk içmemelisin.
♦Epiktetos felsefesine göre istediği gibi yaşayan insan özgürdür. Arzularıyla amaçları birdir. Kaçındığı şeylere yenik düşmez.
♦Mutluluğa giden tek bir yol vardır, o da hakkında hiçbir şey yapamayacağınız olaylar için endişelenmemek.
♦Bir stoacı yaşadığı her şeyden kendi sorumludur.
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir;
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.