Küçük Prens ve Tilki
Küçük Prens yetişkinler için de uygun olan en meşhur çocuk kitaplarından biri. Günlük hayatta yerli yersiz ve çok fazla kullanıldığı için içi boşaltılan bazı kavramlar var, örneğin “pozitif”, “anı yaşa”, “farkındalık” gibi kavramlar böyle. 🙂 Aslında derinleştiğinizde hepsi gerçekten değerli ve anlamlı; ama o kadar gereksiz tüketildiler ki bazılarımızın bu kelimeleri duymaya bile tahammülü kalmadı. 🙂
Küçük Prens de bu konunun kitap versiyonu aslında. 🙂 Facebook ile birlikte her hesapta o kadar çok Küçük Prens alıntısı yapıldı ki insanlar kitaptan soğudu. Ama kitapta Küçük Prens ile tilkinin meşhur bir karşılaşması vardır.
Bu karşılaşmada tilki, Küçük Prens’e bağ kurmayı, birbiri için evcilleşmeyi, alışkanlıkları öğretir. Arkadaş olabilmeleri için ertesi gün de Küçük Prens’in onu görmesini ister; ama Küçük Prens görmeye gittiğinde tilki şu cümlelerle uyarır;
Hep aynı saatte gelsen iyi olur. Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Her geçen dakika mutluluğum artar. Saat dört dedi mi meraktan yerimde duramaz olurum. Ama gelişigüzel gelirsen içimi sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem.
Zaman Kavramı
Şubat’ta biraz bu hikayeden yola çıkmak istedim aslında. 🙂 Bir konunun alışkanlığa dönüşebilmesi için özellikle de beynin otomatikleşmesi için aynı rutini takip etmek önemli. Beynin ve bedenin otomatikleşmesi neden önemli? Çünkü otomatikleştiğinde yaptığınız şey sizin için bir külfet olmaktan çıkar. Bir robot gibi düşünmeden yapmaya başlarsınız. Yemek yerken çatalı ağzımıza nasıl götüreceğimizi düşünmediğimiz gibi, sabah uyanır uyanmaz yüzü yıkayıp nemlendiricileri sürmeyi de düşünmeden yapmak mümkün.
Bunun için önemli olan iki kavram var; zaman ve mekan. Pastanın en büyük payı zamanda tabii ki. Örneğin benim günlük 10 sayfa kitap okuma hedefim olsun. Ben bu hedef için bir zaman belirlemediysem belki bir hafta boyunca bazen sabah, bazen öğlen bazen de akşamları 10 sayfa kitabımı okurum. İşin özünde okudum mu? Evet, okudum. Ve hedefimi başardım.
Ama kitabı okumak benim için bir alışkanlığa döndü mü? Hayır, dönmedi. İki hafta sonra okumayı bırakmak anlık bir mesele… Buradan yola çıkarsak;
Şubat Aylık Hedefleri
Yoga
Açıkçası yoga benim için zamandan ve mekandan bağımsız bir alışkanlık. Daha doğrusu su içmek, nefes almak gibi bir ihtiyaç olarak görüyorum yogayı. Ama yine de yogada da şu parametreler oluyor;
- Sabah bir saat erken kalkamıyorum.
- Akşam mesaim bittiğinde gözüm açlıktan dönmüş olabiliyor ve yoga yapmak yerine yemek yemek isteyebiliyorum.
- Yemek yiyip doyduğumda da asla yoga yapabilmem mümkün değil.
Bu döngüde ben bazı günler yogayı atlamış oluyorum. Bu da gerçekten hiç hoşlanmadığım bir şey. Sağlığım el veriyorsa, vaktim de varsa yogamı yapmak istiyorum.
Dolayısıyla Şubat’ta saat 3 gibi fındık, kuru meyve, yoğurt, biber tost, smoothie vs. sağlıklı bir şeyler atıştırıp mesaim biter bitmez de yogaya başlayacağım.
Yürüyüş
Ocak’ın sonlarına doğru bu konuya geri dönüş sağlamıştım. Şubat’ta da günlük 5000 adım yürüyüşe devam. 5000 çok değil aslında; ama ben 1 saat yoga da yaptığım için yeterli bir adım sayısı. Öğlen aramda yürüyeceğim.

Sağlıklı Beslenmek
Genel anlamda bu yıl kendime yasak koyduğum bir besin yok aslında. Yasak koyduğumda gerçekten çok mutsuz oluyorum. 🙂 Ama yıllardır ice tea içmiyorum, kola bin yılda bir içiyorum. İnanılmaz bir tatlı/şeker bağımlılığım var. Sanırım bu konuda en iyi yatırım eve bir smoothie makinası almak oldu. Beni saçma sapan işlenmiş çikolatalardan, tatlı siparişlerinden kurtardı. Meyve, sebze sevmeyen biriyim ama hem bu kadar lezzetli, hem sağlıklı hem de hazırlaması pratik bir şey olması çok cezbediyor.
Favorilerim genelde tatlı çeşitleri: Muz, yulaf, süt, kakao, elma, tarçın, vanilya, fıstık ezmesi, kivi, orman meyveleri. Her çeşidine bayılıyorum. Favorim tabii ki çikolata isteğimi giderdiği için muz/kakaolu versiyonları.
Ama kereviz sapı, salatalık, limon, su, ıspanak şu bu ile de deneyip bayıldığım oldu.
Ben kereviz yemeği, bamya vs. sevmediğim için bu kurtarıcı.
Şubat’ta da dolabı sağlıklı; ama bir o kadar da lezzetli besinlerle hazırladık. Bu anlamda motiveyim. 🙂
20-22 Saatleri
Ben Yeni Yıl Hedefleri 2022 yazısında bu yıl yaratıcı saatler için vakit ayıracağımdan bahsetmiştim. Ocak’ta biraz başlayıp sonra bıraktım. Şubat’ta sabit, zaman ve mekan kavramına bağımlı kalarak en azından bir saat kitap/eğitim/blog gibi şeylere ayırmak istiyorum. Kendimi içerik üretimi konusunda beslemek benim için çok önemli. Malum seyahat edemiyoruz, hep aynı şeyleri görerek de yaratıcılığınız tıkanıyor. 3 yıldır blog yazdığım için başta onlarca yüzlerce konum vardı. Ama gittikçe azalıyor vs. 🙂 Bu sebeple yeni bir şeyler okumak, izlemek, öğrenmek, görmek, denemek benim için değerli.
***
Ocak’ta tembellik edip gitmediğim doktor kontrolleri ya da kar kış sebebiyle aksayan bazı kişisel sorumluluklarım oldu. Şubat’ta bunları bitirip, Mart yazısında da başardım diye yazmayı çok isterim. 🙂
Sağlıkla geçen, enerjik bir ay olsun. Sevgiler. 🙂
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.