Z Raporu: Şimdi Nereye Koşuyoruz?

Zihnimle bir savaş içinde gibiyiz. O sürekli zamanda yolculuk yapıp geleceğe koşuyor. Ben de fark edebildiğim anlarda sürekli ensesinden tutup “şimdide ne var?” demeye çalışıyorum.

Şimdide ne var? İki dakika önce yağmur başladı. Sabahın 9’unda ışık yaktığımı fark ettim, avize ışığının yansımasını camdan görebiliyorum. Oluklardan yağmur sesleri geliyor.

Londra O Kadar Da Yağmurlu Değil!

Çok tuhaf, bütün hafta yağmur yağdı; bazen çok şiddetli de yağdı ama bir kere bile gökgürültüsü, şimşek olmadı. Senenin genelinde de böyleydi. Çok severim gökgürültüsünü, sanırım bu sebeple dikkatimi çekiyor eksikliği. Yağmurla ilgili bir başka tespitim de şu, İstanbul‘da her yağmur sonrası Koşuyolu salyangozlarla dolar. Onların “çaaatttt” diye farkında olmadan ezilme anına katlanamadığım için genelde dikkatli yürüyüp, nadiren de ezilme potansiyeli olan konumdakileri kuytuya aldığım olurdu.

Londra’da bir sene North Greenwich’te yaşadım, hiçbir yağmurdan sonra salyangoz çıkmadı. “Hepsini escargot yapıp yemişler bunlar!” diye içimden geçirip kendi kendime güldüğüm oluyordu. Ama orada da solucanlar dikkatimi çekmişti. Ezilmesin diye kenara alabileceğim bir hayvan da değil. Örümcekten bile korkuyorum. “Ey sürüngenler ve böcekler beni kendinizle muhattap etmeyin! Bakın barışçıl bir insanım; ama korkuyorum ve sizi evimde yaşatamam anlaşıldı mı?”

Bu “sahiplik” meselesi de böyle bir şey işte. Halihazırda doğada evi olan bir hayvanın mekanına beton dökerek çöküp sonra “evim karıncalandı” diyerek onları öldürmeye ya da def etmeye odaklanırsın. Toprak savaşları da genellikle benzer şekilde cereyan edip, güçlünün güçsüze hükmetmesiyle sonuçlanıyor.

Tilkiler Gündüzleri Nereye Gidiyor?

Neyse doğa diyorduk! Geçen akşam anayol kenarı bir yerde yürürken karşıdan tilki geldi. Üçüncü kez tilki ile karşılaşıyorum. İlk karşılaşmamızda Instagram’dan “ilk kez bir tilki beni gördü” diye anons geçmiştim.

Karşıdan gelen tilki yolun diğer tarafında geçmeye niyetlendi. Endişeli gözlerle 4-5 insan durup onu izledik ve geçti. Bu kez zihnimdeki soru “bu tilkiler gündüzleri neredeler?” sorusuydu. Sanıyorum bir arkadaşım attı bu soruyu zihnime; ama diyalogu hatırlayamıyorum. Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabında bol bol “göl donduğunda ördekler nereye gidiyor?” sorusu geçer. Bu da tilki versiyonu. Muhtemelen chat-gpt’ye sorsam konuyla ilgili makale yazar ve anlatır; ama onun o otomatik bilmişliğini istemiyorum şu an.

“Şu an” yazmışken yağmur hala yağıyor. Ben telefon bildirimleriyle bölündüm. Ama bir haber beklediğim için sessize de alamıyorum.

Sonbahar Sanatı

Bölündüysek şimdiye gelelim. Şimdide ne var? Karşı evin çatısından dumanlar çıkıyor. Ben de neredeyse taşındığımdan beri kalorifer yakıyorum. Bazen video çekmek ya da sesleri dinlemek için pencereyi açtığımda kaloriferde kırmızı bir ışık delicesine yanıp sönüyor. Verdiği uyarı yazısı; “pencereyi açtınız.(big brother evime kadar gelmiş haberim yok) kapatıp enter düğmesine 10 saniye basılı tutun.” Emrin olur kardeşim! Evimizde pencere de açamayacağız. Zaten fırının kapağını açsam yangın alarmı çalıyor. 🙂

Ama kalorifer de haklı bir yerde! O kadar emek veriyor ve gelip saniyesinde harcıyorsun. Kimin hoşuna gider?

Sürpriz Yumurtadan Manzara Çıkması

Ben burayı tutarken manzarasını görmeden tuttum. Çünkü sıra vardı(Londra için sıradan bir hadise) ve benden önce evi gezen kız bir dakikada bakıp çıktığı için gerildim. Şöyle bir kolaçan edip çıktım. 🙂 Çeşitli sebeplerle semte aşık olduğum için teklif verdim. Fakat kafamda deli sorular vardı; “Ya hemen bitişikte bina varsa? Ya birilerinin tırmanması kolaysa?”. Öyle ya karanlık zihnimin “Ya yemyeşil cennet gibi bir alana bakıyorsa? Ya berrak bir gökyüzü varsa?” gibi şirin sözler sarfedecek hali yoktu. Tabii ki de böyle saçmalıklar fısıldayacaktı.

Eve gelince ilk yaptığım şey pencereden dışarı bakmak oldu. Zihnim beni fena kandırmış, ama bir dahaki sefere yine ona kanacağımı biliyorum. Sonra defalarca kez pencere kenarına oturup gözlem yaptım. Sonbaharın bütün değişimini gözlemlemek istediğim için önce yaprakların renkerine baktım. Sol taraftaki bir ağaçta minicik bir alan sararmıştı. Küçük bir evin çatısına da sararmış yapraklar birikmişti; ama sanki geçmişten kalmış gibiler, bilmiyorum.

Yazarken baktığımda iki haftalık değişimi görebiliyorum. Ama bu yarışta hala yeşiller önde gidiyor. 🙂 Minik evin önünde, minik de bir süs havuzumsu var. Ama süslü desem süslü de değil. 🙂 Sonra bir gün o havuzdan sincapın su içtiğini gördüm. Başka gün güvercinin su içtiğini gördüm. “Süs havuzu” diye kodladığım şey epey yetenekli çıktı.

Henüz ne olduklarını bilmediğim minicik iki kuş türüne rastlıyorum. Birinin gövdesi sarımtrak tonlarda. Çok tatlı ötüyorlar. Hava güzel olsa da daha sık duysam… Bir sürü yeşil papağan var. İstanbul’da da çok vardı. Hangi saatte Koşuyolu’nda evin yanındaki bahçede olacaklar, hangi saatte Validebağ Korusu’ndan gürültüyle Çamlıca taraflarına uçacaklar biliyordum.

Muhtemelen bir süre sonra yaprakların iyice dökülüp karşımdaki evlerin berraklaştığı döneme gireceğiz. Karşı çatılardan birinde Christmas ışıklarını yakan var.

Neye İhtiyacım Var?

Şu an’a kulak kesilmek kadar iyi şeylerden biri de sanırım arada bir kendini yoklayıp “neye ihtiyacım var?” diye sormak. Ama yanıtları kandıran zihinle değil, öz ile vermek. İç ses ile… Belki yoga pratiklerinde geçtiği gibi bedeni bir yoklamak. Beden her zaman şimdide ve hep iyileşmeye odaklı. Keşke zihne odaklandığımız kadar bedene odaklansak.

İki gün önce bir saat yoga yaptım. Dün de yapıp süreklilik kazanmayı hedeflemiştim; ama olmadı. Hamlığın etkisiyle vücut ağrılarım var. Seviyorum o ağrıları, eskiden hiç sevmezdim. Şimdi yazıyı yayınlayıp, Instagram’da anons geçip, biraz ortalığı toplayıp, bir saat yoga yapacağım. Akşama ise sosyalleşme.

Önümüzdeki 5-10 gün bol bol anın içinde durmaya, gelecek kaygılarımdan arınıp kendime kutlama için ve yenilikler için alan açmaya, yeni keşifler yapmaya ihtiyacım var.

Harika bir haftasonu olsun!

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.