Londra’nın en sevdiğim on özelliğini saysam yeşil alanlar ve tabiata duyulan saygı listenin en başlarında yer alır. Independent’ın haberine göre Londra’nın %47’si yeşil alan. “Park” deyince bizde genelde spor aletleri, salıncakların olduğu küçük yeşillikler algılanabilir. Londra’da ise “park” olarak isimlendirilen yerlerin pek çoğu aslında Türkiye’de koru ya da orman kategorisinde. Hala tümünü gezme fırsatım olmasa da artık Londra Parkları & Bahçeleri dosyasını açabiliriz. Yazımı rota ve faydalı olacağına inandığım önerilerle de süslemeye çalışacağım.
Londra Parkları
1)Hyde Park
Hyde Park çoğumuzun bildiği veya duyduğu, “Londra” deyince akla gelen en ikonik lokasyonlardan biri. Şehrin orta yerinde bulunan bu devasa yeşillikte yazın bikiniyle vakit geçirip (genel olarak her parkta bunu yapabilirsiniz), Noel döneminde Winter Wonderland isimli Londra’nın en büyük Noel eğlence alanlarından birini ziyaret edebilirsiniz.
Çok büyük ve merkezi bir park olduğu için Hyde Park’ı dahil edip pek çok alternatif rotada yürümek mümkün.
- Alışveriş, lüks arayışında olanlar Harrods, Belgravia taraflarına,
- Renkli mimari, ikonik sokaklar görmek isteyenler Notting Hill semtine
- Turistik konumlara doymak isteyenler Buckingham, Westminster taraflarına yürüyebilir.
2)St. James Park
Londra’da Modumu Değiştiren 8 Yer yazısında St. James parkı ilk maddeye almıştım. Turistik bir gezi için lokasyon olarak en keyifli parklardan biri. Aynı zamanda botanik, hayvanlar ve ortasında göl ile birlikte huzurlu bir atmosferi var.
Mart’tan itibaren sapsarı nergis ve bahar çiçekleriyle daha da güzel bir hale bürünüyor.
Rota önerileri:
- Ben Covent Garden-Trafalgar rotasını, Trafalgar’dan Westminster’a yürümeyi, Horse Guard’ın içinden geçerek St. James Park’ı gezmeyi ve oradan da Buckingham Palace’a yürümeyi müthiş bir turistik rota olarak görüyorum. Londra’ya ilk kez gelecek bir misafirim olduğunda tercih edeceğim iki rotadan biri bu.
- Rotada tam tersi istikameti takip etmek de mantıklı. Yani Buckingham ile başlayıp, Covent Garden istikametine yürümek. Çünkü Covent Garden taraflarında alışveriş-yemek-pub anlamında çok fazla alternatif var. Enerjinize bağlı olarak buradan Leicester-Chinatown-Soho lokasyonlarına yürümek mümkün.
3)Greenwich Park
Londra parkları yazıma Greenwich Park ile devam edeceğim. Geçtiğimiz yıl sürekli gittiğim yokuşlu yapısına rağmen çok sevdiğim parklardan biri. Öncelikle Park’ın tepe kısmında Royal Observatory ve meşhuuuur “başlangıç meridyeni”ni görebilirsiniz. Fakat bu kısımlar ücretli.
Tepeden Old Royal Naval College’ın tarihi mimarisi ve Canary Wharf gökdelenlerini seyre dalabilirsiniz. Aşağı kısmında ise ücretsiz olarak Queen’s House ve Maritime Museum’u gezmeniz mümkün.
Park’ta Nisan ortalarına doğru sakuraların coştuğu bir yol var. Instagram sebebiyle çok turistik; ama Google Maps’te “Greenwich Cherry Blossom” diye yazarsanız rota çıkacaktır. 🙂
Greenwich Gezi Rehberi yazıma da göz atabilirsiniz.
4)Holland Park
Notting Hill’i gezdikten sonra kolayca yürüyebileceğiniz parklardan biri. Rotaya Design Museum(ücretsiz) ve Kensington sokakları ve hatta Hyde Park ile devam edebilirsiniz.
Holland Park’ta, Kyota Garden ve Dutch Garden özellikle ilkbahar-yaz aylarında çok tatlı bir atmosfere sahip.
5)Regent’s Park
Şu an oturduğum eve oldukça yakın mükemmel parklardan biri. İçinde Londra Hayvanat Bahçesi, Regent’s Üniversitesi gibi yerleri de barındırıyor.
Buradan Primrose Hill lokasyonuna yürünebilir. Primrose Hill Viewpoint kısmı özellikle güneşli günlerde günbatımı için tercih edilen yerlerden biri. Semt olarak da çok nezih, yaşanası gözüküyor.
Vakti bol olanlar Primrose Hill rotasına Camden Town ve kanal üzerinden Coal Drops, Word on The Water isimli kitapçı, St. Pancras binası ve Harry Potter sevenler King’s Cross Station’ın içindeki Platform 9 3/4 ile devam edebilir.
6)Green Park
Aslında benim birkaç kez geçiş için kullandığım, özellikle vakit geçirmek adına gitmediğim bir park. Bir tarafı Hyde Park’a bir tarafı ise St. James Park’a bağlanıyor sanırım bu sebeple hep geçişe kurban gitti.:) Ama “Londra parkları” deyince atlamak istemedim.
7)Richmond Park
Eğer kısa süre için Londra’ya geldiyseniz merkeze uzak olduğu için es geçebileceğiniz bir park. Fakat özellikle geyik popülasyonu sebebiyle oldukça meşhur. Parkın içinde 600’den fazla geyik yaşıyor. Henüz hiçbirini görme şansına erişemeyip, gidip görenlerin fotoğraflarına imrenmekle yetiniyorum. 🙂
Rotanıza birazdan detaylarından bahsedeceğim ve yazısını yazdığım Kew Gardens ile devam edebilirsiniz. Fakat her ikisi de oldukça büyük ve vakit alan yerler. Biz Kew Gardens’dan sonra Richmond Park’a gittiğimizde yürüyecek enerjimiz kalmamıştı.
8)Hampstead Heath
Hampstead Gezisi: İkinci Perde yazısında detaylı olarak bahsettiğim yaklaşık 800 dönümlük, minik göllerinde yüzebileceğiniz, ormanın içinde kaybolabileceğiniz muhteşem yeşillik.
Fakat Londra gerçekten birkaç günlük geziye sığdırmanın çok mümkün olmadığı bir şehir. Bu sebeple Hampstead Heath bence kısa turistik geziler için değil de Londra’da uzun uzadıya vakti olanlar için daha uygun.
Hampstead Heath’i gezecekseniz arazinin içindeki Kenwood House’un müthiş mimarisi ve sanat eserlerini ücretsiz olarak görebilirsiniz.(açılış-kapanış saatlerini kontrol etmek gerekir) Hampstead yazılarım da semte dair detaylı bilgi verecektir.
Londra Bahçeleri
Londra parkları bunlarla sınırlı değil tabii; ama en ünlülerini ve gittiklerimi yazmaya çalıştım. Aşağıda ise Londra’daki bazı ücretli/ücretsiz bahçelere yer vereceğim;
1)Kew Gardens
“Royal Botanic Gardens” olarak da geçen bu bahçelere giriş ücretli ve önceden bilet almak gerekir. Zone-4’te olduğu için bence yine kısa turistik gezilerde es geçilebilir. Fakat Londra’da yaşayan ya da alternatif arayışında olup bitki sevenler için muhteşem bir lokasyon. Özellikle ilkbahar döneminde ağaçlardan çiçekler fışkırıyor.
Noel’de ise binlerce ışıkla süslenen, popüler ve biletleri çok hızlı şekilde tükenen yerlerden biri.
Bkz: Kew Gardens Gezilecek Yerler
2)Sky Garden
Sky Garden, Londra’nın en yüksek halka açık bahçesi olarak geçiyor. Konumu müthiş ve bence önceden planladığınız bir geziyse Sky Garden’dan rezervasyon yapıp şehri kuşbakışı olarak izlemenize değer.
Rota için Thames nehri etrafında gezebilirsiniz. Hangisinden başlayacağınızı bilmiyorum; ama örneğin Tower Bridge, Tower of London, St. Dunstan in the East Church Garden, Sky Garden, Leadenhall Market, Londron Bridge, Borough Market rotasını takip edebilirsiniz. Enerjiniz varsa buradan Tate Modern ve St. Paul’e de yürümek mümkün.
3)St. Dunstan in the East Church Garden
Burası aslında şehrin ortasında bir kilise bahçesi; ama atmosferini o kadar seviyorum ki yazmadan geçmek istemedim. Özellikle fotoğraf çekmeyi/çekilmeyi seviyorsanız Londra’nın gizli mücevherlerinden. Tabii sosyal medya varken ne kadar gizli kalabilirse. 🙂 Bir üstteki paragrafta rota önerisini yazmıştım, o yüzden tekrarlamıyorum.
4)Barbican Conservatory
Barbican Center, çeşitli etkinlik ve konserlerin olduğu pek çok Türk ünlünün de sahne aldığı bir yer. İçerisinde Barbican Conservatory isminde dev bir sera bulunuyor. Sky Garden gibi ücretsiz olarak gezebilirsiniz; fakat sadece belirli günler ve tatillerde açık. Bu sebeple gitmeden önce mutlaka kontrol etmenizde fayda var.
Buradan sonra yürüyerek Liverpool Street, Old Spitalfield Market, Shoreditch ve Pazar günü gidiyorsanız Columbia Flower Market’ı gezmeniz mümkün.
Böylelikle Londra Parkları & Bahçeleri dosyamı kapatıyorum. Umarım faydalı olmuştur.
Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?
Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.
One Reply to “Londra Parkları & Bahçeleri”