Aylık Hedefler – Aralık 2023

“İlaçla 7 gün, ilaçsız bir haftada geçer” denen soğuk algınlığım bir haftanın sonunda hala devam ediyor. Ne güldürüyor, ne süründürüyor. Aylık hedefler için 30’unu bekleyebilirdim; ama yazının modumu değiştireceğine ikna oldum.

Kasım’a bir not versem 10 üzerinden 3 falan verirdim. Kendi kendimi bezdirdiğim, bol bol ve bir o kadar da boş boş düşündüğüm, kendimden beklediğim hiçbir aksiyonu almadığım bir ay oldu. Dikkatinizi çekerim, al(a)madığım değil almadığım! Hadi son bir haftadır hastayım, o kısmı geçiyoruz; ama bu bir haftaya kadar da hiç iyi gelmedik eyyy Romalılar!

Kasım’da Neler Oldu?

Tamam bu ay bol bol durduk, yavaşladık da hiçbir şey olmadı mı?

Kasım’da resmi olarak master tezimden geçtim. Açıklandığında kutlayacak dermanım olmadığı için Aralık’ta birkaç kutlama yaparım. (Motto severlere gelsin: sen hayatı kutladıkça, hayatta kutlanacak şeyler artar.)

The Crown

The Crown dizisinin final sezonu yayınlanırken, ben ilk kez bu ay izlemeye başladım. Aslında politika ve kraliyet konuları pek fazla ilgi alanım değil, British aksanı dinlemek için başlamıştım. Ama güçlü / kırılgan karakterleri izlemek, Londra ve hatta Britanya’daki bazı yerleri bu gözle gezmek, kriz yönetme biçimlerine dair gözlemler yapmak ilginç olacak gibi. Şu an için aksi, hırslı, zeki Churchill sahnelerini izlemeyi seviyorum. O kadar yaşlı ki “çabuk ölmese bari” modundayım. 🙂 Hatta Churchill’in bu kalitede bir dizisi olsa daha çok ilgimi çekebilirdi. 🙂

Elizabeth, kraliçe olduktan sonra Churchill ile ilk konuşma;

-Lütfen oturun Başbakan. Çay getirmelerini söyledim. Daha sert bir şey de içebilirsiniz.

-Tanrım kimse söylemedi mi? Hükümdar, Başbakan’a asla içecek sunmaz, oturacak yer de. Büyük büyükanneniz başlatmıştı. Bizi Danışma Meclisi üyeleri gibi ayakta tutmak için. Zamanı boşa harcamak büyük günahtır. 52 yıllık kamu hizmetimde öğrendiğim bir şey varsa o da hiçbir sorunun ve krizin 20 dakika içinde tamamen çözülemeyecek kadar karmaşık veya vahim olmadığıdır.

Churchill’cim Kasım’da zamanı ne denli boşa harcadığımı görse beni ülkeden sepetlerdi. 🙂 Ben gripten mızmızlanırken adam felçli halleriyle görevde kalma peşinde. 🙂 -Bu kadarı da fazla yalnız!-

Birkaç Yenilik

Öz disiplinin eksikliğini hissedince Kasım’da bir aylık online yogaya yazıldım. Haftada dört gün saatleri belli olan bir aktivitem olmasını istemiştim. Ama önce yoga esnasında korkunç bir baş dönmesi yaşadım, ki yıllardır dönem dönem yoga yaparım hiç başıma gelen bir şey değildi. Sonra da zaten hasta oldum. Ve katılamadım.

Kitap Kulübü ilk buluşmayı yapmış olduk, ikinci kitap için hevesim taze. Demek ki bu kulüp benim için amacına ulaştı. Instagram’da ara ara Londra yürüyüşlerime katılmak isteyenler iletişme geçiyordu. İlk kez böyle bir buluşma organize ettim; tatlı da bir rotamız vardı gelin görün ki ben dahil pek çoğumuz hastaydık. Aralık’ta yapacağız!(umarım)

Bu ay Blog’la ilgili bana finansal katkı sağlayabilecek bir iki güzel gelişme oldu.

Aralık Hedefleri

Seyahat

Standartta bu yıl her ay bir seyahat hedefim vardı. Fena da gezmedim. Kasım’da da günübirlik Cambridge’e giderim diye planlamıştım, olmadı; ama Aralık’ın başında Noel kapsamında sürprizli bir günübirlik gezim ve Cambridge planı baki. Aynı zamanda Aralık sonunda Türkiye’ye gideceğimmm. 🙂 Yılı ailemle kapatmak bir ritüel ve son Türkiye seyahatlerimde pek uğramadığım için İstanbul’u çok özledim, arkadaşlarımı özledim, yemekleri özledim. Misss.

Yeni Yıl Yazıları

Ben 2018’den bu yana Yeni Yıl dönemlerinde yazılar yazdığım için bu konuda aktaracaklarım genel olarak tükendi. Hayal panolarından, Bullet Journala, süreklilik sağlamaktan, uzun vadeli hedeflerde başarılı olmaya kadar hemen hemen her konuda yazdım.

O yüzden bu yıl için ne yazabileceğime dair tereddütlerim var. Ama hayatımda çok yeni bir bölüm açıldı, bu kısım benim için de tamamen belirsiz. Tekrar kendime “şimdi ne istiyorum?”, “neleri çok güçlü bir şekilde hayal ediyorum?”, “bu istek ve hayaller için nasıl aksiyonlar alabilirim?”, “bu aksiyonlara ulaşmak için hangi rutinlere ihtiyacım var?”, “mevcutta haraket alanımı kısıtlayan şeyler neler ve hangilerinden kurtulabilirim?”, “neleri hayatımdan çıkartmak istiyorum?”, “yıllardır hedefleyip başaramadığım konular için bu yıl nasıl bir bakış açısı ve eylem planı  geliştirebilirim?” gibi soruların yanıtlarını tekrar inşa etmeye ihtiyacım var.

Tabii ki bu yanıtların tamamını Blog’da paylaşabilecek durumda değilim. 🙂 Ama bana yardımcı olan araç gereçleri, şayet oluşturursam dijital hayal panomu ve başkalarına da yeni bir perspektif oluşturabileceğine inandığım maddeleri paylaşma hedefindeyim. Yıllardır yazışmalarımızdan biliyorum ki bu konu başkalarına da motivasyon sağlayabiliyor.

Akşam Rutinlerini Güncellemek

Dün Mel Robbins’in “Ertesi gün daha üretken olmanın sırları” isimli kaydını dinlemiştim. Yaklaşık 50 dakikalık bir kayıt, Instagram’da Rutinler kanalında çok kısa bir kesitini paylaştım. Sonra konu üzerine düşününce birebir Robbins’in bahsettiği maddeler olmasa da “akşamları neleri iyileştirebilirim?” sorusu gündemime geldi.

İdealde uyumadan önce 10-15 dakikalık kısa bir yin yoga, nefes seansı çok iyi gelir. Bunu sosyalleştiğim sosyalleşmediğim her akşam yapabilirim. Hem vakit olarak çok kısa hem de yorucu değil aksine dinlendirici ve rahatlatıcı. Bir de akşamları ertesi günü birkaç maddeyle planlamaya, nasıl bir gün hayal ettiğimi kısaca düşünmeye karar verdim. Başka da bir aksiyonum yok.

Güne Yürüyüşle Başlamak

Türkiye seyahatlerimde genelde işler zıvanadan çıkıyor. 🙂 Zıvanadan çıkması da çok normal tabii, hayatımda bin kere yurt dışında yaşam tecrübesi edinmedim. İlk kez yaşıyorum. Bu yıl öğrendiğim, bocaladığım, direndiğim, kabullendiğim, tökezlediğim, başardığım, cebelleştiğim o kadar çok durum, duygu, düşünce var ki…

Yılın temasını “deneyim” olarak belirlemiştim. Öyle de oldu. 2024 temasını ben de bilmiyorum. 🙂 Yukarıdaki soruların yanıtlarını yazıp, düşündükçe gelişecektir. Ne diyorduk? Türkiye! Haliyle ben bir rutin hedefi koyuyorum; ama ülkeye gidince rutinlerden çok daha önemli şeyler beliriyor. 🙂 O yüzden Aralık için kendime çok katı bir hedefim yok. Her güne sabah yürüyüşü ile başlayacağım. Tempolu, spor yürüyüşü gibi olmak zorunda değil. Dışarı çıkıp oksijen almak, iki börtü böcek görmek, podcast dinlemek, kendime vakit ayırmak, güne zinde ve hareketle başlamak iyi gelecektir. Hatta şu an yazarken bile iyi geldi, yayınlayıp sosyal medya paylaşımlarını bitirip yürüyüşe çıkıyorum!

***

İşin aslı hem zihnimde hem de yazılı notlarda onlarca to-do’m var. Birkaç konudaki yetersiz aksiyonlarım sebebiyle kırmızı alarm veren ve her gün her saniye işaret parmağını bana çevirmiş şekilde suçlayan bir tarafım var. 🙂 Robot arketipime çok ihtiyaç duyduğum bir dönemdeyim. “Robot arketipi nasıl oluyor?” diye soracak olursanız. Bazen canım bir şey yapmak istemediğinde, “sen şimdi bir robotsun, düşünemiyorsun. Kalk ve yapmaya başla.” derim. Robot gibi de kalkar yaparım. Dün evi bu şekilde temizledim mesela. 🙂 En sevdiğim ve en işime yarayan arketiplerimden biridir. Zira canımın isteklerinin bazen faydasından çok zararını görüyorum. 🙂

O yüzden Aralık’ın ilk yarısını robotik, planlı ve organize geçirip, ikinci yarısını sevdiklerimle hasret gidermeye ayıracağım. Yılın son ayı bence bir şeyleri temizlemek, bir yılı gözden geçirmek ve taze başlangıca hazır olmak için bir fırsat.

Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.