Aylık Hedefler 2020

Aylık hedefler yazılarımı ayrı ayrı yazıp yayınlamıştım, tek yazıda hepsini toplamaya karar verdim.  Fona bu aralar tekrar tekrar dinlediğim “I’ve got to use my imagination” şarkısını alıyorum. Hadi başlayalım;

Hizmetler: Koçluk almak ister misiniz?

Aylık Hedefler – Şubat 2020

Şubat kararlarıma geçmeden önce kara kabus gibi üzerimize çöken Ocak ayına biraz değinmek istiyorum. Ocak kaygı ve korku hissettiğimiz zor bir ay oldu. Hem kişisel hayatımda bazı kayıplar ve üzüntüler yaşadım, hem de Türkiye’de ve Dünya’da endişe veren gelişmeler, felaketler var. En sevdiğim dizi/film türlerinden birisi distopik yapımlar; ama Ocak ayı başlı başına bir distopyada yaşadığımızı hissettirdi zaten. Tüm bu olaylar sebebiyle kendi adıma çok fazla odaklanma güçlüğü yaşadım.

Sağlık

Şubat başında minik bir operasyon geçireceğim ve Ocak ayında gündemimde bol bol sağlık konusu vardı. Şubat ise iyileşmeye yönelik bir ay olacak. Bedenimizin çok güçlü olduğunu ve daimi olarak kendisini iyileştirmeye odaklı çalıştığını düşünüyorum. Bu noktada bana düşen tek şey bedenime yardımcı olmak ve onun otomatik sürecine iyi uyuyarak, sağlıklı beslenerek, dinlenerek ve olumlu şeyler düşünerek/yaparak destek vermek. Şubat’ta bu sorumluluğu alacağım.

Yoga

Sağlık sorunum sebebiyle yaklaşık 1-2 aydır yoga yapamıyorum. Bunun bünyemde yarattığı bir eksiklik var. Şubat’ın ortalarından itibaren tekrar yoga rutinime dönmeyi hayal ediyorum.

Meditasyon

Kaygı ve korkuyu azaltma yöntemleriniz var mı? Meditasyon Şubat’ta doktorun yazdığı bir reçeteymiş gibi, nefes almak gibi, ihtiyaçmış gibi(ki öyle) hayatımda olacak. Çünkü kontrol edemediğimi düşündüğüm durumlarda sessiz bir alanda sakince oturup, gözlerimi kapattığımda ve nefesimi derinleştirdiğimde kendimi güneş gibi, kuş gibi, bir ağacın yaprağı gibi, çocuk gibi evrenle uyumlu hissedebiliyorum. O an geçmiş ve geleceği düşünüp insanlık etmeyerek, doğanın tüm ahengine ayak uydurabiliyorum. O an “Her şey tam da olması gerektiği gibi. Her şey yolunda. Evren bir akış halinde. Özümde neysem oyum.” diyebiliyorum. “Korkma, kaygılanacak bir şey yok. Güneş nasıl ki aynı şekilde parıldıyorsa, sen de düşünmeden devam et” diyebiliyorum. Şubat’ta bu reçeteyi günlük rutinimde kullanacağım.

Kitap

An itibariyle ablamın da büyük katkılarıyla kitaplığımızda inanılmaz güzel kitaplar var. Şubat’ta günlük rutinimde kitaplara yer vereceğim. Okuyacağım bazı kitapların Türkçe çevirileri henüz yok. Ve hoşuma giden, size de ilham vereceğini düşündüğüm konular olursa bloga aktaracağım.

Öneri

Kapanışı sizin de aslında bildiğiniz bir öneri ile yapacağım. Kontrol edemediğiniz olaylar için dakikalarca kafa yormayın. O konuda sizin kişisel olarak alabileceğiniz bir tedbir varsa alın, sorumluluğu üstlenin ve gerisini akışa teslim edin. Sürekli korkarak, negatif duygu ve düşünce üreterek ne kendinize, ne çevrenize ne de evrene bir katkı sunmuyorsunuz. Dünya’da inişler ve çıkışlar var, iyilikler ve kötülükler var. Hiçbir şey saf kötü ya da saf iyi değil. Güzel günlerimiz oldu, daha güzelleri bizi bekliyor. 

Aylık Hedefler – Mart 2020

Marteniçka

Mart kapıdan baktırsa da benim için baharın gelişini simgeliyor. İlkbahar ise şüphesiz en sevdiğim mevsim. Bugün Mart Ritüeli: Marteniçka yazısını buraya bırakmadan olmaz. Ritüeller konusunda sonuç değil, süreç odaklıyım sanırım.:) “Dileğim gerçekleşmiş mi” diye sorgulamam, genel olarak ritüelleri hayal kurmak, istemek ve dilek dilemek için bir fırsat olarak görüyorum. Ve geçmiş ayınızı şöyle bir düşünürseniz çok da fazla hayal kurmadığınızı, dilek dilemediğinizi tespit edebilirsiniz. Çünkü sürekli karanlık bir gündem ya da koşturmaca içerisindeyiz ve güzel şeyler dilemek için fırsat yaratamıyoruz. Marteniçka bunun için bir fırsat anı.

Kazandığım Alışkanlıklar Neler?

Aylık hedefler yazılarıma Kasım 2018’de  başlamışım. O tarihten bu yana düzenli olarak sürdürüyorum. Bu yazımda ise değişiklik yapıp son bir iki yılda başlayıp, düzenli olarak devam ettiğim alışkanlıklarıma ve hala alışkanlık haline getiremediğim eylemlerime bir mercek tutacağım. Hadi başlayalım;

Sabah Sayfaları

Diğer bir deyişle günlük tutmak. Kasım 2018 yazımda güne 3 sayfa yazarak başlama kararı almıştım. Açıkçası bir alışkanlığa bu denli bağlanabileceğimi hayal etmiyordum.:) Çünkü başlarken korkunç bir eziyet gibiydi, alarmımı yarım saat erkene almıştım. Normalde 5 dakika için bile alarmı ertelerken “yarım saat”lik uyku gözümde cennet vaadi gibiydi. Defterin başına geçip 3 sayfa yazmaya çalıştığımda sol elim(solağım) afallamıştı. Uzun süredir genel olarak dijital platformlarda yazdığım için 3 sayfayı tamamlamakta çok zorlanmıştım. Şu an oturup 6 sayfa yazsam “bana mısın” demem. 🙂 Bu alışkanlık aşk yaşadığım, kişisel terapim. Vazgeçeceğimi sanmıyorum. Tek sorun defterlerin birikmesi.(günlüklere zihnimi boşalttıktan sonra tekrar okumuyorum, ama ileride ilginç olabilir)

Pazar Yazıları

Blogda çok uzun süre kafama göre yazdım. Fakat daha sonra hem bir rutin oturtmak hem de “okuyucu hangi gün yeni yazı yayınlandığını bilsin” isteğiyle her Pazar yazı yayınlamaya başladım. Bu konu belki bir ya da iki istisna dışında seyahatte de olsam, işim çok yoğun da olsa, tatilde olsam hatta hasta bile olsam devam etti. Pazar yazısı benim için çok önemli bir rutin.

Sabah 1 Bardak Su İçmek

Ben su konusu ile ciddi sorunlar yaşayan biriydim. Susamıyorsam su içmiyordum. Bazen tuvalete gitmemek için su içmiyordum.(bu su içmeyenlerin büyük bir yüzdesinin sorunuymuş) “Basit bir alışkanlık kazanabilir miyim” diye düşündüğümde aklıma gelen şeylerden biriydi. Uzun bir süre kalkar kalkmaz su içmeye başladım.(canım istemese de) Şu an içmediğimde haliyle deli gibi susadığım için kalıcı bir alışkanlığa dönüştü.

Yoga

Her ne kadar bir süre ara vermek durumunda kalsam da Şubat’ta ufak ufak tekrar başladım. Geçen yılım ise tümüyle yoga ile geçti. Kendi kendime sıfırdan başlayıp epey geliştirdiğim bir uğraş. Vücuduma sağladığı faydalardan ziyade zihnimi sakinleştirdiğini, günün stresini unutturduğunu düşünüyorum. Genel olarak odamda matım serili durur.:)

İlginizi çekebilir: Evde Yoga

Bitkilerle İlgilenmek

Hangi aydı hatırlamıyorum; ama blogda eve iki canlı bitki alacağımı yazmıştım. Şu an evde 9-10 bitkim oldu. Haftalık olarak suluyorum, konuşuyoruz da bazen.:) Tavsiye ederim bitki olmayan bir ev eksik geliyor bana.

Kazanamadığım Alışkanlıklar Neler?

Biraz da ara sıra yaptığım; ama hala alışkanlığa dönüştüremediğim eylemlere bakalım. Bir kısmının yanına “Mart hedefi” diye belirteceğim. Mart’ta üzerinde çalışacağım konular bunlar; çünkü akıl sağlığımı ve ruh sağlığımı korumaya çok ihtiyacım var.:) Hedeflerim de bunlara yönelik olacak.

Şükretmek – Mart Hedefi

“Bu nasıl alışkanlık?” diyebilirsiniz.:) Fakat okuduğum ve izlediğim kaynaklar sebebiyle şükrün, şükran duymanın, teşekkür etmenin, hayattaki güzellikleri fark etmenin önemi konusunda fazlasıyla ikna olduğum için şükür ısrarla ritüel haline getirmek istediğim bir konu.

Hayal Etmek ve Olumlama – Mart Hedefi

Şükürle paralel şekilde zihnimi pozitif bir duruma getiren, limitleri kaldıran ve güzellikleri çekmeyi sağlayacak konulardan bir tanesi. Fakat günlük rutinimde yer almıyor. Hem şükür hem olumlama için sabah sayfalarında bir sayfa ayırmaya karar verdim şu an. Günlüğe bu iki konu ile başlayacağım.

Bu konu ilginizi çekiyorsa; Çekim Yasası Nedir ve Nasıl Uygulanır? yazısını okuyabilirsiniz.

Intermittent Fasting(Aralıklı Oruç) – Mart Hedefi

Aralıklı oruç günümüzün meşhur beslenme yöntemlerinden biri. Diyet diyemeyiz, çünkü kalori hesabı yok. Ben de uyanır uyanmaz yemeyi sevmediğim ve haftaiçi kahvaltı etmediğim için bünyeme çok uygun bir yöntem. Fakat çeşitli etmenler sebebiyle bir iki aydır düzenimi bozmuştum. Son bir haftadır tekrar 12:00-20:00 beslenme düzenine geçtim. Diğer saatler su dışında hiçbir şey yiyip içmeyeceğim. Nisan’da muhtemelen bu konuya tekrar değinirim.

Meditasyon-Mart Hedefi

Yine blogda pek çok kez ele aldığım bir konu;

Fakat günlük rutinimde hala yer almıyor. Aslında nerede yanlış yaptığımı biliyorum. Şimdiye kadar hep canım istediğinde meditasyon yaptım. Bu şekilde sabit bir alışkanlığa dönüştürmek çok zor. Ya sabahları ya da akşam yatmadan, işten eve geldiğimde vs. bir meditasyon rutini olması alışkanlığa dönüştürebilir. Mart’ta deneyeceklerim arasında bu konu var.

Streching(esnemek)-Mart Hedefi

Hayata Dair 10 Basit Öneri yazısında da yazmıştım insan doğasında esnemek var. Bu ihtiyaçla doğuyoruz, fakat sonradan unutuluyor ve kaskatı organlara, fıtık ve eklem ağrılarına sahip oluyoruz. Mart hedeflerimden birisi günde 5-10 dakikamı esnemek için ayırmak.

***

Diğer Mart hedeflerinden bahsedecek olursam eğer; bir süredir çok hayal ettiğim işlere dahi elim gitmiyor. Mart’ta özellikle bu yıl için planladığım seyahat konusunda sorumluluklarımı yerine getireceğim. Ve psikolojimi biraz rahatlatacak alternatif planlar yaratmayı düşünüyorum.(siz bir şey anlamadınız ama bunlar hep bana not. :):):) )

Haftalık yazı adedimi 2’ye çıkaracağım. Biri zaten Pazar yayınlanacak. Diğeri için kendime şimdilik gün sınırı koymadım. 2 yazı yazmaya alıştıktan sonra Çarşamba-Pazar olabilir.

Diğer hedefim online İngilizce kursunda bir kur bitirmek.

Yasak: Ek olarak Mart ayı boyunca asitli hiçbir şey içmemeye karar verdim.

Aylık Hedefler – Nisan 2020

Covid-19(korona) virüsü sebebiyle zorlu geçen Mart ayına veda ediyoruz. Bir an “Aylık Hedefler” yazısını yazmamayı da düşündüm; ama Kasım 2018‘den beri devam ediyorum ve ritüeller ölmemeli.:) Üstelik motive olmaya da ihtiyacım var. Hadi başlayalım bakalım ne kararlar şekillendireceğim?

Asitli İçecekler

Aylık Hedefler – Mart 2020 yazısını yazarken hayatıma kattığım ve katamadığım eylemlere genel bir bakış atmıştım. Aldığım kararlardan birisi asitli hiçbir şey içmemekti. Sadece Mart başında işyerinde bir öğlen yemeğinde kola içtim ve bunun dışında asitli ya da şekerli tüm içeceklere veda ettiğim bir ay oldu. Zorlandığımı ya da özlediğimi söyleyemem, bu konuya Nisan’da da devam edeceğim. Zira eve de su ve süt dışında içecek aldığımız yok.

Eylemlerin Sadeleşsin

Minimalizm konusuna uzun süre önce adım atmıştım. Tamamıyla minimalist biri haline gelmek gibi bir çabam olmasa da kendi hayatımı öncesi-sonrası olarak değerlendirdiğimde büyük ferahlamalar, boşluk alanları yarattığımı görüyorum.

Eşyalar sadeleşti, fakat ruhsal bir sadeliğe ihtiyaç duyuyorum. Ne demek istiyorum?

Sosyal medya ile birlikte gözümüze çok fazla şey sokuluyor. Özellikle karantina günleri sebebiyle herkes çılgınlarcasına canlı yayın yapma, bir şeyler önerme ve bir şeyleri parlatma derdinde. Tv’de Ender Saraç kadınlara pilates öneriyor, hop internetten pilates dersi bulunup 50 dakika pilates denenir. 5 saat sonra birisi yin yoga öneriyor, hadi yin yoga yapalım. Ertesi gün zumbanın stres attığı söylendi, hadi biraz da zumba yapalım. Şimdi storytelden kitap dinleyip aynı zamanda da podcast açıp biraz amuda kalkarak sağlıklı besinler hazırlamalı! Ve ommmm bir iki gün meditasyon yapalım.

Dur!

Hayat sarsıcı planlar yapıyor. Oradan oraya koşturduğun, sürekli bir şeylere yetişmeye çalıştığın, akışı unuttuğun hayatında, tüm dış planlar iptal oldu ve evren yavaşlamanı isterken sen dışardaki koşturmanı bu kez farklı versiyonlarda evine taşıyorsun.

Rüzgar, güneş, yapraklar, doğa, kuşlar, tüm olgular bir akış içinde; gözlerini kapatıp bu dinginliği hisset. Onlarla ne kadar uyumlusun?

Artık yavaşla! Bu yaşananları akışa uyum sağlamak için bir fırsat olarak gör ve sakinleş. Deneme tahtası değilsin!

Süreklilik Sağla

Süreklilik bir din olsa, o dinin mensuplarından biri olurdum. “İçsel huzurun sırrı sadelikte saklıdır.

Zihnin sadeleşsin. Eylemlerin sadeleşsin. Günün berraklaşsın. Bu kaosun lüzumu yok! Rutinlere bağlı kal. Milyonlarca farklı şey deneme. Bu süreçte yepyeni 8 hobi kazanmana gerek yok. Kendini delicesine geliştirmene gerek yok.

Basit Yaşa! Less is more.(az çoktur)

Hedeflerinden kop demiyorum; ama İngilizceni geliştireceksen seksen ayrı metod denemene gerek yok. İki kaynak belirle, haftada iki gün belirle o günlerde o kaynaklara çalış. En azından bir ay bunu dene ki senin için faydalı olup olmadığını görme fırsatın olsun.

Beden sağlığın için egzersiz yapman gerekiyorsa onlarca ayrı şey denemene gerek yok. Max. iki kaynaktan aynı rutini takip et.

Uyku düzenini koru.

Odanı ve kendini düzenli ve bakımlı tut. Evdesin diye serme.

Sade ve ölçülü beslen.

Hiçbir şeyi abartma ve dramatik boyutlara taşıma. Ne olanı biteni, ne sporu, ne işi ne de izlediğin dizileri.

Hayatın bir dengesi var. O dengeyi muhafaza et. Eyşalara taşıdığın sadeliği ruhuna, yediklerine, söylemlerine kat.

Mucizelere inan. Korkabilirsin; ama korkuna kapılıp sürüklenme. Farkında ol ve kendine yardımcı ol. Limitler koyma. Hiçbir şey belirgin değilse, her şey mümkündür. 

Nisan dış etmenlerden bağımsız olarak içsel huzuru yaşadığın, deneyimlediğin bir ay olsun. Sadelik özüne, tepkilerine yansısın.

Aylık Hedefler – Mayıs 2020

Ve en sevdiğim ay geldi çattı. 🙂 -Doğum günüm sebebiyle Mayıs torpillidir; ama mevsimsel olarak da mükemmel bir ay değil mi?- Doğa uyanır(bugünlerde göremesek de), hava bunaltmaz; ama güneşlidir. Herkes Mayıs’ı sevmeli. İnsanlar çocuklarına Eylül, Nisan yerine Mayıs adını koymalı. :):)

Gel gelelim Mayıs kararlarına…

Podcast

Kendime 2020’nin ilk dört ayında podcast kanalı açma hedefi koymuştum. Yani bunu yapmak için yaklaşık 120 günüm vardı. Peki ben ne yaptım? 30 Nisan akşamında açtım.:) Baya bildiğiniz 4 ay yatıp, geçiştirip, konuyu halının altına süpürüp dün akşam saat 23’e kadar podcast konusuyla uğraştım. Melyar melyonlarca kayıt yaptım, kurcaladım. 🙂 Nasıl spotify ve apple üzerinden yayınlayabileceğimi çözdüm. Logoydu mogoydu konularını hallettim. Ve henüz halka açık bir ses kaydı yayınlamasam da podcast dünyasına adım atmış olmanın ve her şeyden önce hedefimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu içerisindeyim.

Burada “hedefi küçük parçalara bölün, zamana yayın” diye atıp tutarken son akşama bırakmam ise çok tutarlı oldu gerçekten. 🙂

Mayıs hedefim ilk yayınımı yapmak. Yazmayı çok seviyorum, beni besliyor. podcasti de aynı ölçüde sevecek miyim hiçbir fikrim yok. O yüzden kendimi büyük hedeflerle korkutmak istemiyorum.(kendimi korkutmak berbat sonuçlar doğuruyor:) ) İlk yayınımın konusu ve içeriği de hazır aslında; fakat belirttiğim gibi olayı tek akşam ile çözdüğüm için birkaç youtuberı izleyip podcast önerilerini dikkate alarak yayınlamak istiyorum. Mükemmel olsun gibi bir çabam yok, zira elimde mükemmel teçhizatlar yok; ama çok kalitesiz bir başlangıç da istemiyorum. Beni heveslendirecek türde olmalı.:)

Yoga

Nisan’da yogaya bomba gibi dönüş yaptım. Neredeyse tamamında günlük olarak bazen günde iki kez yoga yaptım. Bu konuda yoganın faydaları yazısını da yayınladım. Mayıs’ta da yoga pratiğime devam etmeyi planlıyorum.

Uyku Düzeni

Mayıs’ta en önem vereceğim konulardan birisi uyku düzenim olacak. Sonunda karantina beni de etkisine almayı başardı. Takip ettiğim bazı instagram canlı yayınları gecenin köründe ve her gün yayınlandığı için son birkaç gündür geç uyumaya başladım. Normalde 8’de mesaim var ve benim 6:30’da uyanıp 3 sayfa günlük yazıp, 1 saat yoga yaparak güne başlama hedefim var.

Şimdi bu hedef fazla gelebilir; ama şunu çok net yaşıyorum özellikle güne sabah sayfalarımı yazarak başlamıyorsam günüm hem daha mutsuz hem de daha kötü geçiyor. Yazdığım o üç sayfanın ve işe başlamadan önce kendime, hayatıma, bedenime ve zihnime ayırdığım vaktin benim için etkisi büyük. O yüzden 6:30’da olmasa da tekrar 7’de uyanacağım bir disiplini Mayıs boyunca yakalacağım. Dolayısıyla abidik gubidik yayınları izlemeyi bırakıyorum. 🙂

Kitap

Nisan’da beni kitap konusunda gaza getiren iki arkadaşım oldu. Bugünden başlayarak Mayıs’ta kitap kurdu olacağım.(öyle bir şey yok; ama kitap okumadan uyumayacağım) Hatta vaadde de bulunmuş olayım; Mayıs sonunda bitirdiğim kitapları ve görüşlerimi paylaşacağım. Şu an Wabi Sabi’yi hala okumaktayım, onu bitirirsem Mayıs’a sayarım. 🙂

Böylelikle bir aylık hedefler yazımın daha sonuna geldim. Ne diyordu büyük düşünür Anonim; güzel günler yaşadık, daha güzellerini yaşayacağız.

Yaşamak demişken: Yaşasın 1 Mayıs!

Aylık Hedefler – Haziran 2020

Yeni yaşımın ilk gününden merhaba! Üşenmedim, baktım 2020’de sadece Haziran’ın 1’i Pazartesi gününe denk geliyor. Böylelikle yeni bir hafta, yeni bir ay ve hatta yeni bir mevsimin arifesindeyiz.:) Daha nasıl boyayıp süsleyebilirim ben bu Haziran’ı size?:)

Kararlara geçmeden önce geçtiğimiz günlerde dinlediğim Oprah podcastinden bir kesiti aktarmak isterim;

Büyük hayaller kurun, yürekli dualar edin. İnanmak da endişelenmek de aynı enerjiye sahip. Sabah uyandığınızda “Hiçbir zaman doğru yere gelemeyeceğim, işe gitmek zorundayım. İşi sevmiyorum.” dediğinizde yansıttığınız enerji ile “Bugün için teşekkür ederim. Yetenekli ve yaratıcı olduğum için teşekkür ederim. Doğru insanlarla olduğum için teşekkür ederim” gibi cümlelerle yansıttığınız enerji aynı boyuttadır. Negatiflik saçmak yerine şükran duymayı seç.

İçinde “başarısızım, iyi bir geleceğim yok” gibi şeyler söyleyen bir ses varsa o kanalı değiştir. TV’de kanal değiştirir gibi değiştir!

Haftalık Hedefler

Aylık hedefler biraz denetimsiz kalabiliyor, günlükte de büyük resmi görmek zorlaşıyor. “Haftalık hedef” dediğim şey oturup her Pazar uzun uzun hedeflerimi yazmak değil. O haftanın maksimum 5 önemli gündem maddesini belirlemek. Bu maddeler “her gün yoga yapacağım”dan ziyade hafta bittiğinde tamamlanmış olması gereken sorumluluklar ya da hayat planıma hayallerime katkı sağlayabilecek görev ve atılımları içeriyor. Her Pazar da kontrol edeceğim.

Organize Olmak

Çok net farkındayım ki günümün spontane geçmesini sevmiyorum. Ömrümün çoğu zaten spontane geçti, ikisinin ayrımına varabiliyorum. 🙂

O yüzden güne mutlaka Planlama Ve Organizasyonu Kolaylaştıran 2 Eğlenceli Uygulama yazısında yazdığım 5 minutes journal ve ticktick uygulamaları ile başlayıp yine bu uygulamalar ile bitireceğim. Özellikle tickticki verimli kullanmayı planlıyorum. Diğeri de güne pozitif başlamama katkı sağlayacak.

İngilizce

Uzun süre sonra EF Online üzerinde 11. kuru bitirdim(upper intermediate) ve böylelikle upper intermediate seviyesinin son kuruna geçmiş oldum. Haziran’da hedefim bu seviyeyi bitirip Advance’e geçmek. Sınavda okuma ve dinlemeden 100 alırken, kelime ve grammarden 70 aldım.:) Böylelikle çalışmam gereken alanların farkındayım sanırım.:)

Intermittent Fasting & Yürüyüş

Karantinada kilo alanlar ve verenler var.:) Ben yaklaşık 3 kilo verdim. Ama 3-4 kilo daha verme hedefindeyim.(acelem yok bunun için) Fasting zaten yaşam biçimime çok uyduğu için kilo verme isteğim olmasa da muhtemelen ömür boyu uygularım; ama artık ödem kısmını vs. attığım ve yememden de çok kısmadığım için yürüyüşü eklemeyi planlıyorum. 🙂 Sokağa çıkma yasağı olmazsa Haziran’da kendime izin verdiğim bir iki gün dışında firesiz olarak her gün yürüyeceğim. 10.000 adımı tamamlamayı planlıyorum. Eğer istediğim kiloya gelirsem fasting ile ilgili de fikirlerime ve birkaç çeviriye yer veririm.:)

***

Tüm bunlar dışında Haziran’da içerik üretmekle ilgili tabii ki bazı hedeflerim olacak. Ama sizi de çok fazla detay planlarımla boğmamak adına her hedefi buraya aktarmıyorum genelde.:)

-Duygusal mod açıldı-

Hiç yazmış mıydım, bilmiyorum. Uzun süredir düzenli olarak içerik üretiyorum. Tanımadığım binlerce kişiye ulaştım. Yazarken bile çok tuhaf ve heyecan verici. Hatta ne yalan söyleyeyim bazen ürkütücü. Zaman zaman geri bildirimlerinizi almak, somut olarak hayatımda yer alan şeylerden daha fazla mutluluk verebiliyor. Suya yazmadığımı hissettirdiğiniz için bir kez daha teşekkür etmek isterim.

-Duygusal mod kapandı-

Aylık Hedefler – Temmuz 2020

Resmi olarak 2020 yılının ikinci yarısına girmiş bulunuyoruz. Umarım ilk yarısını aratmaz.:) Ve Atomik Alışkanlıklar yazısında bahsi geçen soruları kendinize sormanın tam zamanı;

“Son 6 ayda neleri iyi yaptım?” , “Son 6 ayda neleri kötü yaptım?”, “Neler öğrendim?”

Geriye dönüp baktığımda hayat pek çoğumuzun hiç hoşuna gitmeyen sarsıcı planlar yapsa da verdiğim tepkileri ve gösterdiğim çabayı olumlu buluyorum. 2020’de bir bir yıkılan hayallerime rağmen iç huzurumu korumayı, kontrol edemediğim şeyler konusunda direnmemeyi, yoga ve meditasyon ile birlikte daha fazla haşır neşir olduğum teorik bilgileri başarıyla pratik etmeyi öğrendiğimi düşünüyorum.

Gelelim Temmuz ayına. 🙂

Spor

Temmuz’da planlarımda bir sapma olmazsa 2 hafta tatil yapacağım. Fakat tatil anlayışım bir inzivadan çıkıp başka bir inzivaya girmek şeklinde gerçekleşecek.:) Haziran’ın son 10 gününde Sabah 5’te Uyananlar Kulübü yazısının da gazıyla alarmımı 1 saat erkene kurup yürüyüş yapmaya başlamıştım. İşe başlamadan önce spotify kahvaltı müziklerini playliste alıp yürüyüş ve ufak ufak koşu yapmak çok hoşuma gitmeye başladı. Tatilde de sürdüreceğim.

Bol bol yürüyüş, yoga, yüzme, koşu, paten gibi sporlarla uğraşmayı planlıyorum. Kilo konusunda bir hedefim yok, almamaya razıyım sanırım.:)

Doğa

Bu süreçte evdeki bitkilerimden uzak kalsam da doğa ile iç içe olacağım. Toprağa basmayı, çimenlerde yoga yapmayı, fırsat bulduğum her akşam yıldızları izlemeyi, güneşin doğuşunu ve batışını defalarca kez izlemeyi, dalgaları dinlemeyi planlıyorum. Doğa ile şifalanacağım.

Kitap

Temmuz’da okuma listem kalabalık. Muhtemelen okuduklarım bloga da yansıyacaktır. Bu ara bitkilerle ilgili kitaplara sardım. Listemde bitkiler ile ilgili 3 kitap var. Aynı zamanda iki üç kişisel gelişim kitabı da aklımda. Bol bol okumayı planlıyorum.

Blog

Öncelikle yakın tarihte ziyaretçi sayım 100.000’i geçti. Hakkında sayfamda “Vakit ayırdığınız için, suya yazmadığımı hatırlattığınız için sonsuz teşekkürler.” yazar. Bir kez daha buradan teşekkür ederim. Çeşitli platformlarda kendi kendime de onlarca şey yazıyorum; ama okunduğunu bildiğin bir yerde yazmak farklı bir his.

Temmuz’da aylık hedeflerimde blog var. Bilmiyorum, hiç websitesi kurup yazılar yazmayı düşündünüz mü? Ama blog yazarı olarak geçirdiğim süreç içerisinde şunu öğrendim ki;

  • Yazma konusunda istekli olmanız,
  • Yazacak niş alanınızın olması,
  • Yazmaya yeteneğinizin olması

blog açmak için çok önemli ve gerekli kriterler olsa da size okunma garantisini vermiyor. Blog yazarlığı için bunlar ne kadar önemliyse işin teknik ve matematik kısmı da bir o kadar önemli.

Ben yazılarımda tekniğe %20 bile önem vermedim. Sadece yazılarımın akıcı olmasına önem verdim. Ve şu an 200’ün üzerinde yazım var. Temmuz hedefim yeni yazılar eklemeye devam ederken geriye dönük bir bakım ve iyileştirme yapmak. Geçmiş yazılarımı akıcılığı bozmadan işin matematiğine uygun hale getirmek. Haziran’ın son haftasında bu konu üzerinde çalışmalara başladım. Teknik bilgimi arttırmaya yönelik kaynakları inceledim. Bazı yazıları tekrar ele almaya başladım. Umarım Temmuz’da bitirebilirim. Bu uzun bir süreç.

Aylık Hedefler – Ağustos 2020

Geçtiğimiz Pazar yeni yazı yayınlamadım, ama bayramı bahane ederek aylık hedefler yazısını da es geçmek istemiyorum.

Ağustos’un 3’te ikisinde tatildeyim, tatil dışında da pandemi sebebiyle evden çalışmaya devam edeceğiz. Bu ay hızlı bitecektir.

Yazın sıcaklar yüzünden hiçbir şeye enerjim olmadığını fark ettim. Fakat özellikle bu 15-20 günde rutinime katabileceğim bazı konular var. Onları aylık hedef olarak belirleyip tatil dönüşünde de sürdürmek istiyorum.

Yürüyüş

Temmuz’da tatile çıkmadan önce alarmımı sabah 6’ya kurup bir hafta boyunca yürüyüş yaptım. Fakat tatil devreye girdiğinde çabam çöp oldu.:) Bu kez günde 1 saat yürüme hedefim var. Eylül, Ekim gibi havanın ideal serinlikte olduğu aylarda da yürümek için, bu alışkanlığı kazanmak istiyorum.

Yürüyüş yaparken tatlı bir müzik, doğayı gözlemlemek vs. meditatif ve rahatlatıcı bir etkisi var.

Yoga

Bir süredir ağırlıklı olarak yin ve restoratif yoga yapıyorum. Ağustos’ta her gün bir saat yoga yapacağım; fakat bu kez vinyasa ağırlıklı olacak. Güneşe selam a ile başlayıp, savaşçı ve bazı yin yoga pozlarını içeren bir yoga seansını takip edeceğim. Doğada kuş sesleriyle, rüzgarı hissederek yoga yapmayı seviyorum.

Meditasyon

Yoğun temponun içinde gereğinden fazla gergin, stresli, şikayet dolu günler geçirebiliyoruz. Satış yaptığınız bir dükkanınız varsa güleryüzlü olmanız gerekir. Hiçbir zaman asık suratlı birinden alışveriş yapmam. Hayat karşısında suratımızın çok fazla asıldığını düşünüyorum. Tüm bu şikayetler, keşkeler, “olsaydı”lar tıkanıklığa yol açıyor.

Güne meditasyon, şükür, olumlama ile başlayıp öyle de kapatmayı planlıyorum.

Sosyal Medya

Özellikle tatilde amaçsızca sosyal medyada vakit geçirebiliyoruz. Pek çok kez sadece refleks olarak instragrama girdiğim oluyor. Ağustos’ta içerik eklediğim anlar dışında sosyal medya kullanımlarımı kısıtlıyorum.

Beslenme Düzeni

Bedenini seven, özen gösteren ve bunu sırf şekil olsun diye, yarış için değil de hayatın doğal akışında yapan insanlar hayatla daha barışık, huzurlu sanki.

“Bedenimiz dünyadaki evimiz” diye bir cümle duymuştum. Sürekli “aç” gibi davranmamak, beden için faydalı olanı tercih etmek, duygusal beslenmeden kaçımak, kendini susuz bırakmamak, mideye girenler konusunda da sadeleşmek, çeşitlenmek, denge Ağustos’ta öğrenmeye çalışacağım ve pratik yapacağım konular.

Tüm bu hedefleri bir kenara koyarsak bol bol dinlenmek, kaygı ve düşüncelerden uzaklaşmak, rahatlamak, bırakmak istiyorum.

İyi bayramlar!

Aylık Hedefler – Eylül 2020

Domatesler kışa hazır, peki siz hazır mısınız? 🙂 Orada dur karga! Daha sonbahar var. Bu yazının ön hazırlığını yaparken istemsizce mutlu oldum. Okuduktan sonra sizin de motive ve mutlu olacağınızı umut ediyorum.:)

Eylül, yazın sıcaktan erimeye başlayan mumları tekrar ortaya çıkarma zamanı, Ekim’de de battaniyeler eşlik edecek.:) Pandemi sağ olsun dolabımdaki kıyafetlerin sadece %25’ini giydim. Hala evden çalışıyoruz ve “işe gitmek” denen kavram olmadığında bazı masraf kalemlerinin ortadan kalktığını, bazı eyşaların gereksiz hale geldiğini ve insanın hafiflediğini gördüm. Tüm bunlar ışığında Eylül hedeflerine gelirsek eğer;

Minimalizm

Daha önce sadeleşme ve minimalizm gibi konularla ilgilenirken yaşam alanlarımın tamamında ferahlık, boşluk alanları yaratmış, kullanmadığım ya da iyi enerji vermediğine inandığım eşyalardan kurtulmuş, kıtlık bilinci yerine bolluk bilinci koymaya çalışmış(örn. yıllardır giymeyip “ya moda olursa” diye sakladığım şeyleri “moda olursa ve çok istersem yenisini alabilirim” düşüncesiyle değiştirmek), istifçiliği bırakmış, alışverişteki bilinç düzeyimi yükseltmiştim. Ve bloga da envai çeşit yazı eklemişimdir. İşte birkaçı;

Eylül’de geniş bir açı ile yaşam alanlarında sadeleşebileceğim, ferahlatabileceğim şeyler neler? Düzenleyerek kullanıcı dostu haline getirebileceğim dolaplar var mı? Göz önünde olmayan bazaların vs. içinde hala istiflenmiş şeyler var mı? gibi sorularla biraz daha hafiflemek niyetindeyim. Bu kez ayakkabı ve ayakkabı kutuları da nasibini alacak.

Tamamlanmayan To Do List Maddeleri

Eşyaları hafifletmek en kolayı. Asıl mesele zihni hafifletmekte.

“Sakin bir zihne bütün evren teslim olur.” Lao Tzu -bir ara ilham veren cümlelerini yazacağım.-

Aklımı meşgul eden bazı to-do list maddeleri var ve şunu fark ettim; bu maddeleri ne yapıyorum ne de siliyorum. 🙂 Öncelikle içlerinde mutlaka tamamlamam gerekenler var, doktor randevuları gibi. Fakat inanılmaz derecede ertelemiş durumdayım.

Diğer bir örnek evdeki bir balkonun jaluzi ya da perde, store her neyse kapatılması. Bunu yapmadığımız için balkon deli gibi güneş alıyor.:) Ve oturamıyoruz , oturamadığımız gibi evdeki milyonlarca bitki(çok az abarttım) küçücük balkona tıkılmış durumda. Ve hayatını sadeleştirme üzerine oturtmaya çalışan biri için o balkon sinir bozucu bir hal almaya başladı. 🙂 Ki ben fotoğraf çekmek için bitkileri salona, odaya vs. alsam da genel olarak balkonda mutlu olduklarına inandığım için hepsi balkonda yaşıyor.:) Hatta o küçük balkonun adı mutlu bitkiler balkonu. -bunu tabela yaptırıp assam mı? :):)

Neyse bugün aklımda yer eden to-do maddelerini listeleyip, hiç yapmayacaklarımı silip zorunlu olarak yapacaklarım konusunda da anında aksiyon planlayacağım. Sı-kıl-dım.(bu mutlu bir yazı olacaktı)

Processed with VSCO with hb1 preset
Bitkilerimin bir kısmı

Kötü Alışkanlıklar

Blogda yine alışkanlık konusuna kaç kez değindim bilmiyorum. Seviyorum rutin, alışkanlık gibi konuları.

Dün Charles Duhigg’in aşağıdaki videosunu izledim. Alışkanlık döngüsünden ve bir alışkanlığı nasıl bırakabileceğimizden kısaca bahsediyor. İzleyince şunu düşündüm, genelde alışkanlık kazanmaya yönelmişim. Ve bazılarını kazanmayı başardım da. Evde yoga yapmak gibi, her sabah 3 sayfa günlük tutmak gibi… Ama kötü alışkanlıklarımı bırakmayı pek düşünmemişim. Sanırım “sigara içmiyorsam, alkolle aşırı bir bağım yoksa kötü alışkanlığım yoktur” gibi kodlanmış. Gerçi kendime haksızlık etmemeliyim geçtiğimiz Mart itibariyle tükettiğim kola miktarı çok çok çok azdır.

Ama videoyu izlerken şunu fark ettim her yemek sonrası tatlı yemek gibi bir alışkanlığım var. Ve örnek veriyorum kahvaltıda reçel yemişsem bu tatlı değil.:) Benim tatlı anlayışım koca bir dondurma, bir kutu çikolata, künefe gibi şeyler. 🙂 Yoksa şekeri bırakmak benim için hala büyük bir challenge ve şimdilik mümkün görmüyorum.

Diğeri gözüme çarpan alışkanlığım ise akşam yemeği itibariyle tv karşısındaki koltuğa kurulma ve boş gereksiz şeyler izlemek. Tamam zihnimi sürekli yoramam; ama bu eylem de bana mutluluk, sakinlik, keyif vermiyor. Hatta çoğu zaman kafam daha da yorulabiliyor. Ek olarak akşam yedi, sekiz gibi bu eylemi yapsam ve on bir gibi uyusam her gün 3-4 saatimi bu şekilde geçirmiş oluyorum. İleride bunu yapabilecek çok vaktim olacağına inanıyorum. Ve zaman en değerli hediye cümlesine katılıyorum. Sabah muhteşem rutinlerle güne başlarken akşamı bu kadar vasat bitirmek hoşuma gitmiyor. Yemek sonrası için kendime bir iki saatlik eylem planlayıp ödül olarak tv izleyebilirim. Henüz bu konuda berraklaşamadım, deneye yanıla çözeceğim. Ekim’de yazarım.

Mutluluk Veren Küçük Şeyler

Son olarak Eylül’de kendime blogla ilgili bir hedef verdim. Belki siz de ilgilendiğiniz, dönüştürmek istediğiniz bir konu varsa benzer şeyi yapıp etkilerini gözlemleyebilirsiniz. Her gün 1 saatimi bloga içerik araştırarak geçireceğim. Linkedin eğitim uygulaması, yabancı vlog ya da bloglar, TED uygulaması podcastler, kitaplar, Netflix’in bazı içerikleri merceğimde olacak.

Ve haftamın içinde Ingrid Fetell Lee‘nin TED konuşmasındaki gibi neşeye yer vereceğim.  Yeni tarifler, Hygge, Wabi Sabi etkisi veren şeyler, denediklerim, izlediklerime dair notlar alıp sizlerle de paylaşacağım.

Eveeeet benim tarafımda Eylül böyle planlandı. Bakalım hayat bize neler planlayacak.:)

Aylık Hedefler – Ekim 2020

Hoşgeldin sonbahar, 2020 son çeyreğine girmiş durumdayız.:) Bu kez Ekim’e geçmeden önce biraz Eylül’den bahsetmek istiyorum.

Eylül’ün Teması

Benim için Eylül’ün merkezinde sağlık vardı. Gözümde çıkan bir rahatsızlık sebebiyle Eylül’ün yarısında yaşam kalitem yarıya indi. Önceliklerim değişti. Sağlık söz konusu olduğunda diğer her şey bir an’da sıfırlanıyor. Yine de öneminin ne kadar farkındayım bilmiyorum.

Eylül’ün Yenilikleri

Eylül’de online yoga derslerine ve online İspanyolca kursuna yazıldım. Her ne kadar sağlık sorunum sebebiyle istediğim oranda katılım gösteremesem de yeni bir şeylere başlamak çok mutlu etti enerji verdi. Korona sebebiyle ben genelde tedbirli davranıyorum. Tatilde dahi sadece ailemin yanına gittim. Şirketimiz de Ocak’a kadar evden çalışma kararı aldı. 2020 pek çok hayalime ket vursa da geriye dönüp baktığımda “ne boş bir sene geçirmişim” demek istemem. O yüzden yaratıcı, üretken, çalışkan bir 3 ay geçirmek istiyorum.

Tüm bunların yanı sıra Eylül’de bol bol yeni tarifler de denediğimi fark ettim. Somon Gravlax, çeşit çeşit cookieler, evde pesto sosu yapımı, değişik kore tarifleri, noodlelar neler neler… 🙂 Standart tencere yemekleri değil de ilginç tarifler ve özellikle tatlılar yapmak insanı mutlu ediyor.

Eylül’ün Netflix Önerileri

Yaz aylarında hemen hemen hiçbir şey izlemedim. Fakat Eylül ile birlikte Netflix’te epey içerik takip etmişim. Her biri türünde birbirinden başarılı birkaç önerimi paylaşacağım;

  1. Belgesel: Benim Hikayem, Michelle Obama’nın aynı isimli kitabı dünyada çok satanlar listesine girmişti. Ben de güçlü kadın hikayelerini çok sevdiğim için okumuştum. Duruşuna, başardıklarına saygı duyduğum biri. Belgeseli kitap kadar etkileyici olmasa da güzeldi.
  2. Mini Dizi: Kalifat, The Handmaid’s Tale ile radikal hıristiyanlığı, Unortodox ile de hasidik Yahudilerini izledikten sonra sıra radikal islamcılara gelmişti.:) Başrolünde Türk oyuncu barındıran, Dünya’da ses getirmiş başarılı bir İsveç dizisi. Genel olarak Işid’i ve Avrupa’dan Işid’e katılmaya çalışan gençleri konu alıyor.
  3. Komedi: Modern Family, tam olarak Kalifat ile bozulan psikolojimi düzeltmek adına başladığım bir diziydi.:)  Sanıyorum 12 sezon ile final yapmış. Henüz bitirmedim, ama şimdiden favori dizilerim arasına girdi. Bitirdiğimde detaylı bir yazı yayınlayacağım. 5-6 bölüm izledikten sonra çok seveceğiniz bir aile komedisi.
  4. Fransız Dizisi: Menajerimi Ara, Türkiye versiyonu da aynı isimle uyarlanmış. Paris’te geçtiği için ve Paris’e aşık olduğum için arada ablam izlerken göz attığım bir diziydi. Adından anlaşılacağı üzere menajerlik işinin entrikaları ve çetrefilli taraflarına çok ünlü Fransız oyuncuları da konuk alarak değiniyor. Çerezlik.

Eylül’ün Instagram Önerisi

@yazarkarga diye bir hesap var, hala takip etmediyseniz mutlaka edin. 🙂 😛

@londonispink: Hani Blog Yazarlığı İçin 8 Öneri gibi yazılarda da bahsettiğimiz niş konu kavramı var? Sosyal medyada bir iş yapmak ve organik takipçi kazanmak için niş bir konunuz olmalı.(benim bir türlü yapmadığım şeydir bu) Örneğin sadece bitkiler, sadece yemek tarifleri, sadece seyahat üzerine sağlam bir içerik üretirseniz hepsini birden yapan kişilere göre daha organik takipçileriniz olur. İşte londonispink hesabı da bu niş konusunu abartarak Londra’daki pembe odaklı yapıları fotoğraflıyor ve 87 bin takipçiye de ulaşmış durumda. 🙂 Tabii Londra bunun için muhteşem elverişli bir şehir;  ama ufuk açıcı. 🙂

Ekim Kararları

Gelelim Ekim’e 🙂

Sene çok çabuk geçiyor ve bazı somut konularda hedeflediğim noktada olmadığım için Ekim’de çok net birkaç kararım var. Üç gündür de uyguluyorum. Bakalım sonuçları merak ediyorum;

  1. Intermittent Fasting’i(Aralıklı oruç) 10:00-18:30 arası uygulamak.
  2. Günde 2 litre su içmek.
  3. Her gün 1 saat yoga ya da 1 saat yürüyüş yapmak.
  4. EF online eğitimde bir seviye atlamak.

This is it. Çok da fazla bir beklentim yok aslında. İspanyolca için bir hedef vs. koymadım. Kendime çok yüklenmeyi de düşünmüyorum. Bol bol şükrettiğim, hayatın olumlu taraflarını görebildiğim, kendime iyi davrandığım, keşfettiğim, öğrendiğim, sürprizlere inandığım, güldüğüm, sevdiğim bir ay olsun. 🙂

Aylık Hedefler – Kasım 2020

Aylık hedefler yazımı İzmir’de gerçekleşen deprem sonrası yazıyorum. Öncelikle tüm Ege’ye geçmiş olsun. Kocaeli doğumlu biri olarak 99 depreminde yerinde yaşamadığım halde pek çoklarımız gibi bende de bir deprem fobisi oluştu. Ve her seferinde tek yaptığımız şey dualara sığınmak oluyor. Ne acı ki bu şiddette bir deprem Japonya‘da olsa insanların normal yaşamlarını 5 dakika bile etkilemeyecekti. Mucizevi bir güçle değil; kendi insiyatifleriyle bu konuda önlemler aldılar, çalışmalar yaptılar, gelişim gösterdiler.

“BİZ DE YAPABİLİRDİK!”

Her ne kadar deprem fobimiz olsa da ne bireysel olarak, ne toplumsal olarak bu konuda bir ilerleme kaydedemediğimiz gibi, bizi yönetenler de yeteri kadar ele almıyor. Öylece deprem olmamasını umuyoruz. Fakat doğal olarak depremler oldu ve olacak. Bunu görmek için kahin olmamıza da gerek yok. Bir günde Japonya olamazdık belki; ama 20 yılda yarısı kadar gelişim gösterebilirdik? Hayatımızı bu kadar değersiz görmemiz çok tuhaf ve acı.

Aylık Hedefler – Plan Yapmak Ya Da Yapmamak

2020’ye girerken çok farklı planlarım vardı. En azından senenin 3 ayını ülke dışında geçirmek için her şeyi ayarlamış, işyerimden onaylarımı almış, paramı biriktirmiştim. Tek planım da bu değildi. Gelin görün ki bir sürü şey oldu. Bu sadece benim küçük yaşamımın yansıması. Bazen basit bir rahatsızlık, bazen bir yakınımızın sorunları hayatın önceliklerini değiştirebiliyor.

O noktada hayatın sunduklarına saygı göstermek ve uyum sağlamaya gayret etmekden başka da yapacak çok fazla şey yok. Dolasıyla eğer kendi gönlümüzce plan yapacak bir lüksümüz varsa bu büyük bir hediye.

Çok uzun zamandır aylık hedefler yazıları yazıyorum. Bu hedeflere tümüyle bağlı kalmıyorum aslında. Ama yeni 30 gün öncesi kendimi motive etmek, belki okuyan birilerine bir fikir verip onların farklı başlangıçlara adım atmasını sağlamak bu yazıları sürdürmeme sebep oluyor.

Geçen ay Eylül’ün bazı notlarıyla başlamıştım. Bu ay da Ekim’den birkaç not aktaracağım;

Ekim’in Teması

Kendini sev. Kendini sevmek bütüncül bir konu. Çocukluk arkadaşımla konuştuğumuzda kendini sevmenin eylem gerektirdiğinden bahsetmiştik. Yani lafla olmaz; bedenine, organlarına, sağlığına da dikkat etmen gerekir. Sana iyi gelen şeylerle kendini donatman; kalbine, ruhuna iyi gelecek şeylere özen göstermen gerekir. Eğer sofrada sağlıklı şeyler varsa bazen arkadaşımla birbirimize “kendini sevme” öğünlerinin fotoğrafını atarız.:)

Ekim; kendini sevme üzerine geçmişe dönüp sorguladığım, kafa yorduğum bir ay oldu. Salt Ekim’in değil; Kasım’ın, Aralık’ın 2021’in ve sonraki her senemin ta ki bundan %100 emin oluncaya kadar gizli teması kendini sevmek olacak. Belki blog içeriklerinde de yer veririm.

Ekim’in Instagram Önerisi

Bu ay dikkatimi çeken niş hesaplardan biri @accidentallywesanderson hesabı oldu. Wes Anderson filmlerini izleyenler onun kendine has mekan tercihlerini bilirler. Bu hesapta da Türkiye dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından çekilmiş Wes Anderson film karelerini andıran görseller yer alıyor. Çok ilginç bir konu tercihi. Zira 1.2 milyon kişi tarafından da takip ediliyor. 🙂

Ekim’in Eğitimi

Şirketim Linkedin’in e-learning uygulamasından ücretsiz eğitim hakkı veriyor. Pek çok online eğitim videosu izlediğim oldu.(dersler İngilizce) Zaman zaman bloga da çeviriyorum bazı eğitimleri.

Ekim’in eğitimlerinde masabaşı çalışanlar için bazı masaj ve esneme tekniklerini içeren videoları izleyip uyguladım.

Fakat asıl sevdiğim eğitim Onenote 2016 üzerinden Bullet Journal hazırlamak oldu. Onenote; excel gibi, word gibi bir uygulama. Temel amacı dijital not almak. Bullet journal ise çok meşhur bir not tutma yöntemi, dilerseniz daha önce yazdığım Yaratıcı Ajanda Yöntemi: Bullet Journal yazısını okuyarak detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

2021’de dijital not tutmak, haftalık, yıllık, günlük planları takip etmek için inanılmaz tatlı bir taslak çalışma hazırlığı yaptım. Onenote konusunda hızlanmak adına iş için ayrı, blogum için ayrı, kişisel kullanımım için ise ayrı tasarımlar çalıştım. Amaca hizmet eden, yaratıcılığınızı bol bol kullanabileceğiniz bir uygulama. Aşağıya bir iki sayfayı ekliyorum. Yapmak o kadar kolay ve zevkli ki herkese öğretesim var.:)

Aylık Hedefler – Aralık 2020

Sonunda 2020’yi bitiriyor muyuz ne? 🙂 Bu yıl zaten bir tarafa, ama son birkaç yıldır yılsonuna doğru stres ve yoğunluk seviyesi zirveye çıkan bir iş yaptığım için Aralık ayı bende çok da hoş duygular uyandırmıyor. Hayaller yurt dışında sokaklarda kurulan yılbaşı marketlerini dolaşmak, hayatlar ise yıllardır biriken süslerle evi yılbaşı marketine çevirmek. Gerçekten hafta sayıyorum, öyle ki bu aylık hedefler yazısını “hedefim aylık hedefler yazısı yazmamak” olarak noktalayasım bile vardı.:)

Aylık hedefler
Aylık hedefler

Ama kendimden örnek vererek söyleyebilirim ki bir şeyi çok uzun süre düzenli olarak yapmaya başladığınızda, o zinciri kırmayı göze alamıyorsunuz. (Kasım 2018’den beri aylık hedefler yazısı yayınlıyorum) Yapmadığınızda içinizde bir şeyler sizi çok rahatsız ediyor. 🙂 Sanırım bu yüzden bir konuyu alışkanlık oturana dek ısrarla ve ısrarla yapmaya zorlamak çok önemli. Sonrasında isteseniz de bırakamıyorsunuz.:)

Aralık Motivasyonu

Açıkçası 2020’ye başlamadan önce çok albenili gelmişti gözüme. Bir kere yeni “decade” yani 10 yıllık periyoda giriyorduk. Önemli bir sürecin başlangıcı. İkincisi de çok tatlı simetrik bir yıldı.:) Ve kendi hayatımda da inanılmaz heyecan verici planlarım vardı. Bu yılın getirdiklerine götürdüklerine önümüzdeki yazılarda değinirim; fakat 2021’de hayatın bize güzzzel bir sene borçlu olduğuna inanıyorum.

Friedrich Nietzsche’nin çok meşhur bir sözü var; “umut en büyük kötülüktür; çünkü işkenceyi uzatır” bazen tüm yüreğimle katılsam da içimde bir şeyler sürekli umut etmekten vazgeçmiyor. En sevdiğim yazarlardan biri olan Amin Maalouf‘un peşinden gidiyorum; “umutsuzlukta haklı çıkacağımıza umutta yanılalım.”

Dolayısıyla her ne kadar “küstüm oynamıyorum” demek istesem de, kanım çekilmiş ve heyecanım bitmiş olsa da Aralık’ta yeni seneye güzel umutlar taşımak istiyorum. Her şey bir yana bu ölü toprağından da sıkıldım ve sağlığımız yerindeyse çok da sızlanmaya gerek yok sanki? Biraz iyi olasılıklara kendimizi açmamız gerek, bu konuya ilerleyen günlerde değinirim;

Aylık Hedefler

  • Aralık’ta “nasıl motive olunur?” konusunda bir içeriğim olacak. Ek olarak çok çok severek izlediğim Modern Family dizisini muhtemelen bitiririm. Hayata dair harika repliklerini ve diziye dair düşüncelerimi yazacağım. Yeni yıl için geçen yıl çok güzel bir Yeni Yıla Hazırlık Serisi yazmıştım. Kasım’da başlayıp 8 hafta yazdığım ve her zaman işe yarayabilecek bir seriydi.:) Okumanızı öneririm. Bu Aralık’ta ise defterime yeni yıl kararlarımı yazacağım, kendime saklamamı gerektirmeyen hedefleri geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da blogda sizlerle paylaşırım.
  • Diğer bir hedefim işe konsantre olmak. Çok alana bölünmeden, kendimi iş dışı çok fazla hedefle boğmadan şu yoğun süreci atlatmak.
  • Günlük olarak meditasyon yapmak. Şikayeti, söylenmeyi bir kenara bırakıp olumlu bir zihin yakalamak.
  • Vitamin takviyelerimi düzenli almak. -B12, D vitamini, Magnezyum, Curcumin, Omega 3-
  • Yeme-içme günlüğü tutmak. Ve gün içerisinde yediğim her şeyin kaydını almak. Güne başlamadan önce öğünlerimi ve atıştırmaşıklarımı planlamak.
  • Aylık hedefler için gündemlerimden biri de SEO başlangıç eğitimlerini tamamlamak. Aslında 2021 blog ve içerik üretimi konusunda teknik olarak kendimi çok geliştirmeyi hedeflediğim bir alan. İki yıldır düzenli blog yazan biri olarak geç kalmış olsam da Kasım’da SEO konusuyla haşır neşir olmaya başladım. Hem linkedin e-learning platformunda hem de Yoast Seo eklentisinde online eğitimlerim var. Bu sebeple Aralık hedefimde işten fırsat bulabildiğim anlarda bu konuyu daha ciddi ele alacağım.

Bu yazımda Kasım ayında neler olup bittiği konusuna değinmedim; çünkü iyi anlamda çok fazla yenilik yoktu. Blog konusunda beni geliştiren bilgiler öğrendim, Netflix Türkiye üyesi olan herkes gibi Bir Başkadır ve The Queen’s Gambit izledim,  maalesef ki kitap okumadım. Ailemi ziyaret etmek ve bir kez koruya yürüyüşe gitmek dışında evden hiç çıkamadım. Kendimi motive edebileceğim, ilham aldığım pek bir keşfim olmadı. Hem işten hem evden sıkıldığım bomboş bir ay oldu. Tüm bunlar kendimden de sıkılmama vesile oldu.:) Aralık’ta muhtemelen bu ruh halinden çıkarım.:)

Size de loop’a aldığım I want to break free şarkısını hediye ediyorum;

Soru ve görüşleriniz için; İletişim sayfasından ya da yorum kısmından bana ulaşabilirsiniz.

Biraz da siz kar(g)alayın!

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.